|
Deniz Efe HEPER - Tüekiye' den Genel Eonomi Haberleri
|
|
|
02 Mart 2008
|
|
Emekli aylığı alt sınırı 203 YTL'ye düşüyor
|
|
|
|
|
|
Milletvekillerine avantajlar getirdiği için eleştirilen Sosyal Güvenlik Tasarısı, toplumun büyük kesimi için dezavantajlar içeriyor.
20'si geçici olmak üzere 129 maddeden oluşan tasarıya göre, Emekli Sandığı çalışanları emekli aylıkları açısından kayba uğramıyor. Ancak tasarı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin alt sınır aylığında düşüş öngörüyor. Mevcut uygulamaya göre SSK ve Bağ-Kur'da alt sınır aylığı 540 YTL. Yeni uygulamada alt sınır aylığı 203 milyona düşecek. 2016 yılından sonra emekli aylıkları, bugüne oranla yüzde 30 oranında daha az olacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 16 maddesi kabul edilen tasarıyı, Hürriyet için analiz eden Türk-İş uzmanlarının dikkat çektiği diğer bazı noktalar şöyle:
HAK EDENLER ETKİLENMİYOR: Emekliliği hak edenler, Emekli Sandığı çalışanları, aylık bağlanması bakımından bu yasadan hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyecekler. Bu kişiler, çalıştıkları yıl arttıkça maaşları da aynı oranda artacak. Ancak ilk kez sigortalı olacaklar ile 2016'dan sonra emekliliğini hak edeceklerin maaşları, şimdikine oranla daha düşük olacak. Bu kesimdekiler, hem güncelleştirme katsayısı hem de aylık bağlama oranı yönünden "reel olarak" kayba uğrayacak.
HEMEN ETKİLENECEKLER: İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş görmezlik aylığı almaya hak kazananlar bakımından yaşanacak olumsuzluk ise hemen kendini gösterecek. 31 Temmuz 2008'de iş kazası veya meslek hastalığı yüzünden yüzde 25 oranında sakat kalan biri, eğer bin YTL maaş alıyorsa sürekli iş göremezlik aylığı olarak 420 YTL bağlanacak. Ancak yasanın yürürlüğe gireceği 1 Ağustos 2008'de aynı duruma düşen birine ise 156 YTL maaş bağlanacak.
MEVCUT UYGULAMA: Mevcut 506 sayılı kanunda, güncelleme katsayısı her yıl için "Yıllık tüfe+kalkınma hızının yüzde 100'ü" oranında belirleniyor. Tasarı yasalaştığında, "Yıllık TÜFE+kalkınma hızının yüzde 30'u" formülüyle belirlenecek.
Yeni yasa mevcut çalışana dokunmaz
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Mevcut kamu çalışanları yeni Sosyal Güvenlik Yasası'ndan hiç etkilenmeyecek. Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra çalışmaya başlayan kamu görevlileri yasaya tabi olacak. SSK ve Bağkur'luların bugüne kadar ki haklarının hepsi güvence altında olacak, bundan sonraki çalışamaları mevcut yasaya tabi olacak. Yeni yasa yeni yüzlerle yüzleşecek" dedi.
İkinci işte çalışan Bağ-Kur emeklisine yeni düzenleme
SOSYAL Güvenlik Reformu'yla ilgili tasarının son halinde Bağ-Kur emeklisi olup da çalışan kişi ilk yıl yüzde 12, daha sonra yüzde 13 olmak üzere en fazla yüzde 15'e kadar kesinti yapılacak. Emekli olup SSK'ya tabi çalışanlardan yüzde 33.5 kesinti yapılması öngörülürken, bu oran sendikaların bastırması üzerine 2.5 puan düşürülerek yüzde 31'e indirildi. Yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk kez sigortalı olanlar ise çifte maaş alamayacak.
|
03 Mart 2008
|
|
Enflasyon canavarı geri döndü
|
|
|
|
|
|
Şubat ayı enflasyon rakamları beklentilerin çok üzerinde çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara göre, tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 1.29, üretici fiyatları (ÜFE) ise yüzde 2.56 oranında arttı. Piyasa beklentileri ise yüzde 0.50 seviyesindeydi.
Şubat ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 9,10, ÜFE'de yüzde 8,15 oldu. İki aylık dönemde de TÜFE yüzde 2.11, ÜFE yüzde 3.0 olarak kaydedildi.
|
|
05 Mart 2008
|
|
Ekmeğe yüzde 25 zam geliyor
|
|
|
|
|
|
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, maliyetlerdeki artışlar nedeniyle esnaf odalarına yeni maliyetler ve fiyat tarifelerinin gönderildiğini, onaylandığı gün daha önceden aldıkları kararın uygulamaya konulacağını, zam oranının yüzde 25'i geçmeyeceğini söyledi.
Balcı, Federasyon Genel Merkezi'nde bazı oda başkanlarının da katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Ocak ayında 38-40 YTL olan un fiyatının Şubat ayı sonunda 45-46 YTL olduğunu belirten Balcı, bunun fırıncı esnafını zora soktuğunu, bunun üzerine olağanüstü toplanarak federasyonun yönetim ve denetim kurulu üyeleriyle birlikte değerlendirme yaptıklarını anlattı.
Balcı, un fiyatlarının 38-40 YTL arasında seyrettiğini, bugünkü rakamlara göre ekmeğin kilogram fiyatının 2,5 YTL olması gerektiğini öne sürerek, bunun da önceki rakamlara göre yüzde 25 fiyat artışını zorunlu kıldığını savundu.
Girdilerin bu boyutta kalması halinde 2008 yılını yüzde 25 artışla tamamlamak hedefinde olduklarını kaydeden Balcı, un fiyatları 45 YTL'nin üzerine çıktığı takdirde konuyu hükümet nezdinde görüşeceklerini söyledi.
2008 yılında ekmekte uygulanacak fiyat artışının yüzde 25'le sınırlı kalması için gerekenin yapılacağını kaydeden Balcı, “Ekmek fiyatı üzerinden kimsenin felaket tellallığı yapmasına gerek yoktur. Bu konuda tek yetkili merci fırıncılar federasyonu ve odalarımızdır” diye konuştu.
Bir gazetecinin, “Önceki basın toplantınızda yüzde 20-25 oranında zam yapılabileceğini söylemiştiniz. Şu anda ise (un fiyatları arttı zam yapıyoruz) diyorsunuz. Bunun kararını zaten önceden almıştınız?” sözleri üzerine, şöyle konuştu:
“Şu anda un fiyatlarında olağanüstü bir artış söz konusu. Bu konuda herkesin açıklaması var. Biz de federasyonumuzun bu yöndeki kararını açıklıyoruz. O zaman dediğimiz geçerlidir diyoruz. Un fiyatları 3-4 lira daha artmıştır ama bizim artışımıza bunu yansıtmamızın şu an söz konusu olmadığını, daha yükselme olursa bunu ekmeğe yansıtmadan hükümet nezdinde görüşme yapacağımıza yönelik kararı açıklıyoruz.”
“Bu artış ne zaman olacak?” sorusuna ise Balcı, “İllerde bu uygulama başladı. Periyodik olarak iller kendi maliyet tablosunu yaparak, esnaf odaları birliğine, ilgili kuruma müracaat ederek, fiyatlarını aldığı gün uygulamaya koyuyor” yanıtını verdi.
Ekmeğin gramajının en az 300 gram olması yönündeki tebliğin hatırlatılması üzerine Balcı, bunun ekmekteki kalitenin artmasını sağlayacağını, kaliteyi yükseltmek yönündeki her çalışmada imzalarının olacağını, bu konuda esnaf aleyhine bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Balcı, 300 gram ekmeğin kilogramı 2,5 YTL üzerinden fiyatlandırılırsa bunun 75 YKr'ye tekabül ettiğini de sözlerine ekledi.
|
08 Mart 2008
|
|
Yattık 2 bin dolar zengin kalktık
|
|
|
|
|
|
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) güncellenen verilerine göre, 2006 yılı için 576 milyar YTL olan gayrısafi milli hasıla yüzde 31,6 artışla 758 milyar YTL'ye ulaştı.
Türkiye'nin daha önce 576.3 milyar YTL olarak açıklanan cari fiyatlarla 2006 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) hesaplama yönteminde yapılan değişiklik sonrasında eski seriye göre yüzde 31.6 büyüyerek 758.3 milyar YTL'ye yükseldi. 2006 yılındaki kişi başına düşen milli gelir ise yeni hesapla yaklaşık 7 bin 500 dolar dolar dolayında gerçekleşti. Bu yılın ilk dokuz ayında ise milli gelir yeni seriye göre yüzde 5 büyüdü. Anılan dönemde Türkiye 489.3 milyar dolarlık milli gelir yarattı.
TÜİK Başkanı Ömer Demir, 1998 yılı ile 2007 yılı üçüncü dönemi kapsayan 1998 bazlı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) güncelleme sonuçlarını düzenlediği toplantı ile açıkladı. Buna göre, 1987 bazlı hesaplamalarla 576.3 milyar YTL çıkan GSYH, 1998 bazlı hesaplama yöntemi ile 758.3 milyar YTL ile yüzde 31.6 daha yüksek çıktı. Dolar cinsinden GSYH 1987 bazlı seride 400 milyar 46 milyon dolar çıkarken, 1998 bazlı yeni seride 526 milyar 429 milyon dolar olarak hesaplandı. Eski seride cari fiyatlarla yüzde 18.3 olan GSYH büyüme oranı yeni seride yüzde 16.9'a düşerken, sabit fiyatlarla yüzde 6.1 olan büyüme oranı yüzde 6,9'a yükseldi.
DOKUZ AYLIK BÜYÜME YÜZDE 5
Yeni seriye göre bu yılın ilk dokuz aylık döneminde sabit fiyatlarla GSYH bazında büyüme oranı yüzde 5 olarak açıklandı. TÜİK verilerine göre anılan dönemde cari fiyatlarla GSYH yüzde 14.2 büyüyerek 635 milyar 911 milyon YTL, dolar cinsinden yüzde 26 büyüyerek 489 milyar 250 milyon dolar oldu. İlk dokuz ayda milli gelir sabit fiyatlarla ise yüzed 5 büyüyerek 75 milyar 341 milyon YTL düzeyinde gerçekleşti.
KRİZ YILI 2001'DE TÜRKİYE YÜZDE 7.5 DEĞİL YÜZDE 5.7 KÜÇÜLMÜŞ
1987 bazlı seriye göre kriz yılı olan 2001'de sabit fiyatlarla yüzde 7.5 olarak ölçülen milli gelir küçülmesi, yeni seriye göre yüzde 5.7 çıktı. Eski seride yüzde 7.9 olarak hesaplanan 2002 yılı büyüme oranı yeni seriye göre yüzde 6.2 oldu. 2003 yılı büyüme oranı yüzde 5.8'den yüzde 5.3'e düşerken, 2004'ün büyümesi yüzde 8.9'dan yüzde 9.4'e, 2005'in büyüme oranı yüzde 7.4'ten yüzde 8.4'e, 2006'nın büyümesi de yüzde 6.1'den yüzde 6.9'a yükseldi.
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİR 2006'DA 7 BİN 500 DOLARA ÇIKTI
2006 yılında kişi başına milli gelirin ise artan katma değer ve düşen nüfus nedeniyle yaklaşık 7 bin 500 dolar olacağı tahmin edildi. Eskiye seriye göre 2006 yılındaki kişi başına milli gelir 5 bin 480 dolar olarak açıklanmıştı. 2007 yılı kişi başına düşen milli gelir ise yılın tümüne ilişkin büyüme verileri kapsamında 31 Mart'ta açıklanacak.
ENERJİ SEKTÖRÜ YÜZDE 21 KÜÇÜLDÜ
Toplantı sonrasında basının sorularını yanıtlayan TÜİK Başkanı Ömer Demir, revizyon yapmaya devam edeceklerini ifade ederek, hesaplamalarda daha önceden göremedikleri unsurları görmeleri durumunda verileri yeniden değiştirdiklerini söyledi. Vatandaşların milli gelirdeki artışları hissetmemelerinin normal olduğunu kaydeden Demir, açıklanan verilerin Türkiye ortalaması olduğunu, kişinin kazancındaki artışın önem taşıdığını dile getirdi.
“HESAPLAMALARIMIZDA EN UFAK TEREDDÜTÜMÜZ YOK”
Doğru hesap yapmanın önemini vurgulayan Demir, yaptıkları nüfus sayımı sonuçlarının birçok beldenin kapanmasına baz oluşturduğunu belirtti. Yaptıkları ile ilgili en küçük tereddütleri olmadığını belirten Demir, belediyelerin kapanma kararının tamamen kendileri dışında alındığını ifade etti.
"Başka ülkelerde de revizyon yapılıyor mu" sorusu üzerine Demir, Yunanistan, Çin gibi ülkelerde de bu yola gidildiğni söyledi. Türkiye'de birikmiş ihtiyaçların fazla olması nedeniyle revizyonun bu kadar büyük olduğuna işaret eden Demir, revizyonlarda gelirlerin artmasının nedenini ise şöyle açıkladı:
“Genelde hesaplamalarımızı mütevazı yöntemlerle yapıyoruz. Hep ihtiyatlı davranıyorsunuz. Mütevazı olarak davrandığımız için her zaman önümüzde genişletme potansiyeli kalıyor.”
|
|
11 Mart 2008
|
|
2007'de ihracat şampiyonu Ford Otosan
|
|
|
|
|
|
Türkiye otomotiv sektöründe en fazla üretim ve satış yapan şirket ünvanını elinde bulunduran Ford Otosan, 222 bin 395 araç ve 3,4 milyar dolarlık ihracat geliri ile 2007'de Türkiye'nin ihracat şampiyonu oldu.
Ford Otomotiv Sanayi AŞ'den (OTOSAN) yapılan açıklamaya göre, iç pazar satışlarında yüzde 16,8'lik pazar payı ile üst üste altıncı kez lider olan Ford Otosan, 2007 yılında üretimini yüzde 11 artırarak 286 bin 356 adete yükseltti.
Üretimin yüzde 78'ini ihraç ederek yurt dışına 222 bin 395 araç satan şirketin toplam satış hacmi de yüzde 9 artarak yeni bir rekor kırdı ve 325 bin 95 adede ulaştı.
Ford Otosan'ın dün İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na açıkladığı 2007 mali tablolarına göre, toplam net ciro, satış adetlerindeki büyümeye paralel olarak yüzde 11 artışla 7,2 milyar YTL'lik seviyeye yükseldi.
Esas faaliyet karı, bir önceki yıla göre yüzde 14 artarak 648 milyon YTL, vergi öncesi kar da yüzde 6 oranında artışla 657 milyon YTL olarak gerçekleşti. Şirketin 2007 yılı net karı ise ayrılan vergi karşılıklarından sonra 484 milyon YTL olarak açıklandı.
Faaliyetlerini yerli üretici olarak gerçekleştiren Ford Otosan, 2007 yılında Türk Lirası'nın değerlenmesi sonucunda ithal markaların fiyat rekabetini artırmasına rağmen, yüzde 100 kapasite kullanım oranı, maliyet azaltma ve verimlilik artırma çalışmaları neticesinde kar marjlarını korumaya ve ortaklarına yüksek getiri sağlamaya devam etti.
Ford Otosan Genel Müdürü Michael Flewitt, yılın ilk yarısında yaşanan zorluklara rağmen 2007'de pek çok başarıya imza attıklarını belirterek, 2008 yılında üretim ve satış adetlerini daha da artırarak rekorları yukarılara taşımayı ve üst üste yedinci kez pazar lideri olmayı hedeflediklerini kaydetti.
|
16 Mart 2008
|
|
Piyasalardan gelen ilk tepki: Dolar 1.26 YTL
|
|
|
|
|
|
Haftayı Bear Stearns ile ilgili yaşanan olumsuzluk dalgalanarak tamamlayan piyasalarda, AKP'nin kapatılması istemi ile açılan davaya ilk tepkiyi dövizden geldi.
Dolar ve Euro, dün serbest piyasada hızla yükselişe geçti. Yurtdışındaki olumsuz seyir ve içeride de siyasi istikrarsızlık yaşanacağı korkusuyla dolar alımına geçen yatırımcılar eşliğinde dolar serbest piyasada 1.2540 YTL'ye, bankaların internet sitelerinde ise 1.26 YTL'ye yükseldi. Yeni haftaya yurtdışındaki seyir nedeniyle zaten olumsuz başlayacağı konusunda hemfikir olan piyasa uzmanları doların 1.25-1.27 YTL arasında hareket edeceğini söyledi.
BİR KENARA YAZIP TAKİP EDECEK: Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Şu anda siyasi gelişmelerin iç piyasada ayrıca bir sorun yaratacağını düşünmüyorum. Türkiye'nin dışarıdaki kredibilitesi ile ilgili de ayrıca bir sorun yaratmaz" derken, Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Kılıç, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu teknik ve hukuki bir süreç. Piyasalar bu gelişmeyi bir kenara yazıp, takip edecektir. ABD'de yaşanan olumsuzluklar nedeniyle zaten kötü bir tablo sergileniyor. Bu olayın tek başına bir olumsuzluk olarak algılanacağını düşünmüyorum. Zaten pazartesi günü kötü bir piyasa bekliyoruz. Çünkü Cuma günü borsalarda büyük düşüşler yaşandı. "
GEÇİCİ TEPKİLER GÖREBİLİRİZ: Anadolubank Genel Müdürü Gökhan Günay de, "davaya ilişkin sonucun ne olacağı net değil" diyerek, şunları söyledi: "Bu dava, bahane olarak kullanılarak yurtdışı fonlar tarafından bono piyasasına satış gelebilir. Bu olumsuzluk yaratır. Yurtdışı olmasaydı piyasalar buna çok tepki vermezdi. Öncelikle para piyasasında satış görebiliriz. Dolar 1.30 YTL'ye çıkabilir. Ama bu seviyeyi aşacağını sanmıyorum."
|
|
17 Mart 2008
|
|
|
|
|
|
Piyasalar hem yurtdışı hem de yurtiçi kaynaklı çifte şokun etkisi ile kötü bir gün geçirdi. Özellikle borsa tarafında çok sert satışlar gelirken, dolardaki yükseliş sınırlı kaldı.
Borsa açılıştan itibaren gelen satışlarla önce 40 binin sonra da 39 binin altına indi. Endeksteki kayıp son 1.5 saate girilirken yüzde 9'a ulaştı. Ancak seans sonuna doğru gelen hafif çaplı alımlar endeksi yeniden 39 binin üzerine taşıdı. Borsa günü yüzde 7.46 kayıpla 39 bin 409 puandan noktalarken, son beş yılın en büyük düşüşünü gerçekleştirdi.
Borsada yaşanan düşüşte global piyasalardaki gelişmeler ve cuma günü Ak Parti'ye açılan kapatma davası etkili oldu. Endeks sert satışlarla sarılırken, uzmanlar, şimdi borsadaki düşüşün nerede duracağını ve hangi seviyelerin kritik olduğunu tartışıyor.
Piyasadaki genel eğilim 38 bin-38 bin 500 bandının önemli bir destek olduğu yönünde. Borsanın bu seviyelerde önemli bir tepki ile karşılaşabileceğini belirten uzmanlar, yurtdışında havanın düzelmesi ile içeride de havanın dönebileceğini belirtiyor. Ancak yurtdışındaki tedirginliklerin devamı ve borsalardaki düşüşün sürmesi halinde ise, içeride siyasi belirsizliğin de etkisiyle borsanın 36 binlere kadar gerileyebileceği ifade ediliyor.
Eczacıbaşı Menkul Değerler analisti Banu Kaya, borsada satış baskısının devam edebileceğini kaydetti. "Borsa 38 bin 600 ve ardından 38 bin 200 desteğine kadar gerileyebilir" diyen Kaya, biraz daha orta vadede ise 36 bin desteğine kadar gerilemenin olası göründüğüne dikkat çekti.
Yapı Kredi Yatırım analisti Hüseyin Taş, borsada 40 bin 900'ün kırılmasının olumsuz algılandığını söyledi. Taş, İMKB'deki düşüşün endeksi 38 bin 500'e kadar indirebileceğine işaret etti.
Alternatif Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, borsada 40 bin seviyelerinin destek olmasını beklediğini, ancak sonraki süreci yine yurtdışındaki gelişmelerin belirleyeceğini kaydetti.
Turkish Yatırım Finansal Strateji Müdürü Gökhan Uskuay ise biraz daha negatif. Uskuay, borsada 41 bin kritik destek kırılması ile yaşanan düşüşün orta vadeye yayılacağını belirtti.
DOLARDA KRİTİK SEVİYE
ABD para birimi dolar bugün içeride üst seviyeleri zorladı, ancak hareket kısıtlı kaldı.
Sabah açılışta 1.27'nin üzerine çıkan ancak sonrasında 1.26-1.27 bandında dengelenen dolar için mevcut seviyeler son derece kritik. Uzmanlar, doların 1.27'nin üzerinde tutunması halinde önce 1.30'u, ardından 1.32'yi deneyebileceğini düşünüyor.
Doların hareketinde yabancı yatırımcıların tutumunun yanında yerli yatırımcılar da önemli rol oynuyor. Dolara gelen yabancı alışları yerliler tarafından satışla karşılanırken, bu durum kurlarda sert bir hareket yaşanmasını engelliyor.
Finans Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Ali Ağaoğlu, kurların 1.2650 seviyesini kararlı bir şekilde aşılması durumunda 1.2825 ve ardından 1.3380 seviyelerinin görülebileceğini ifade etti.
|
|
20 Mart 2008
|
|
Kredi kartı faiz oranı YTL'de düşürüldü
|
|
|
|
|
|
Kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları YTL'de düşürülürken, dolarda yükseltildi.
Kredi kartı aylık azami akdi faiz oranı YTL'de yüzde 4.93'ten, yüzde 4.54'e indirildi, dolarda yüzde 2.52'den yüzde 2.59'a yükseltildi, euroda ise oran değiştirilmedi.
Merkez Bankası'nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğde yaptığı değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, aylık azami akdi faiz oranı YTL için yüzde 4.93'ten yüzde 4.54'e düşürüldü. Dolarda ise aylık azami akdi faiz oranı yüzde 2.52'den yüzde 2.59'a çıkarılırken, euroda ise yüzde 2.30 ile sabit kaldı.
Aylık azami gecikme faiz oranı da YTL'de yüzde 5.68'den 5.29'a düşürülürken, dolar için ise yüzde 2.99'dan 3.12'ye yükseltildi. Euro için ise 2.86 olan azami faiz oranı değişmedi. Yeni oranlar 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
|
21 Mart 2008
|
|
Yüksek doları gören satışa geçti
|
|
|
|
|
|
Dolarda geçtiğimiz haftalarda yaşanan yükseliş yerli yatırımcıya yaradı.
Doların yüzde 4,4 oranında değer kazandığı 29 Şubat-7 Mart tarihleri arasında, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatlarında 1.8 milyar doların üzerinde çözülme yaşandı.
Toplam yurt içi döviz mevduatı da 94 milyar 659 milyon dolara geriledi.
Toplam yurt içi döviz mevduatı, son haftadaki çözülme ile 2007 sonundaki düzeyinin 1 milyar 700 milyon dolar altında gerçekleşti. Yurt içi yerleşiklerin döviz hesapları 2007 sonu itibariyle 96 milyar 369 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu.
|
22 Mart 2008
|
|
Arçelik buzdolabını tek motorla yediye böldü, 'dünyada ilk' oldu
|
|
|
|
|
|
Dünya patent liginde yükselen tek Türk şirketi olarak öne çıkan Arçelik, şimdi de dünyada bir "ilk"e imza attı.
Dünya patent liginde yükselen tek Türk şirketi olarak öne çıkan Arçelik, şimdi de dünyada bir "ilk"e imza attı. Arçelik, "Divide&Cool (DAC)-Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladığı yeni sistemle, bir mutfakta 7 parçaya ayırdığı buzdolabını, tek kompresörle çalıştırdı. Bu sistemle, mutfaktaki bazı çekmeceler derin dondurucuya dönüştü.
KOÇ Holding'in amiral gemisi Arçelik, dünya patent ligine giren tek Türk şirketi olmasının ardından, şimdi de "dünyada ilk" olacak bir ürüne imza attı. Arçelik, "Divide&Cool (DAC): Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladığı yeni teknolojiyle, bir buzdolabını tek motorla yedi parçaya kadar ayırdı. Bu teknolojiyle mutfaktaki çekmecelerin bazıları ayrı buzdolabı haline dönüştü. Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, "Bugüne kadar tarif edilmemiş bir ürün ortaya çıkardık. 3 yıllık araştırma ve çalışmayla ortaya çıkan ürünümüz, ankastre mutfaklarda öne çıkacak" dedi.
SESSİZ VE TASARRUFLU: Aka Gündüz Özdemir, "Bölünebilir Buzdolabı"nın Koç Holding bünyesinde oluşturulan "yaratıcı ekip"in fikri olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Divide&Cool'da (DAC) bulunan VCC komresör, eşdeğer 3 ayrı kompresörün gürültüsüne oranla çok daha düşük ses düzeyine sahip. Ayrıca normal buzdolabı kompresörlerine oranla yüzde 30 daha az enerji tüketiyor. Her soğutma ünitesinin bağımsız çalışmasıyla kapak açıldığında yaşanan ısı kaybı da minimuma iniyor. Isı ve gürültü yayan kompresör mutfağın, hatta evin dışına taşınarak mutfağın iklimini ve sessizliğini de koruyor."

DONDURUCU ÇEKMECE: Özdemir, "Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladıkları yeni ürünlerinin tek kompresörden beslenen çeşitli ebatlarda bağımsız kabinlerden oluştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Kompresörün yer aldığı tek bir dış üniteye bağlanan soğutma kabinleri, birbirinden bağımsız olarak mutfakta istenilen yerlere montaj edilebiliyor. Bu soğutucuda ayrı parça sayısı 7'ye kadar çıkabiliyor. İstenildiğinde bir çekmece derin dondurucu, bir dolap kapağının arkasında ise soğutucu olabiliyor. Bunların hepsi, no-frost soğutma sistemi teknolojisine sahip bulunuyor."
ŞARAP DOLABI DA VAR: Bugüne kadar şarap dolabı üretimine girmeyen Arçelik, yeni sistemin parçaları arasına şarap dolabı da koydu. Aka Gündüz
Özdemir, söz konusu şarap dolabıyla da bir ilki gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, şunları dile getirdi: "DAC soğutma kabinleri arasında yer alan şarap soğutucusu, 'titreşimsiz' olması özelliğinden dolayı 'dünyada ilk ve tek' özelliğini taşıyor. Ultraviyole korumalı cam kapaklı, aktif karbon filtre, nem filtresi ve hızlı soğutma özelliğiyle bu soğutucu, şarap için gerekli en uygun şartları sağlayarak, bir anlamda kişiye özel mahzen oluşturuyor."
BİZİMKİNİN MOTORU DIŞARIDA: Aka Gündüz Özdemir, "Yeni geliştirdiğiniz soğutma teknolojisinde mutfaktaki iki çekmece buzdolabına dönüşmüş. Daha önce çekmece şeklinde buzdolabı yapan yok muydu?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Daha önce mutfak çekmecelerini buzdolabına dönüştürmüş olanlar vardı. Bizim ürünün farkı, tek kompresörle 7'ye kadar varan ayrı parçayı çalıştırmak. Oysa önceki sistemlerde her soğutma biriminin kendine özgü kompresörü var ve önemli yer kaybı da yaratıyor."
Almanya pazarından umutluyuz
AKA Gündüz Özdemir, Avrupa'daki bir veya iki ankastre mutfak şirketiyle anlaşmayı planladıklarını ifade ederek, "Ankastre mutfak kullanımında Avrupa'da en çok Almanya öne çıkıyor. Dolayısıyla Almanya'da bir firmayla münhasırlık anlaşması yapabiliriz. Bu konuda ikinci öncelikli pazar İngiltere gibi görünüyor. Sonra İtalya, ardından da Fransa geliyor" dedi. Özdemir, Türkiye'de de bu ürünü almak isteyenlerin isterlerse ankastre mutfakçılarla ya da Arçelik bayileriyle görüşebileceklerini bildirdi.
Parçaları 24 metrekarelik alan içinde dağıtmak mümkün
ARÇELİK Ar-Ge Direktörü Cemil İnan, "7 parçaya kadar ayrılabilen yeni sistem soğutucunuzun parçaların bir veya ikisini mutfakta değil de bir başka odada bulundurmak mümkün mü?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Kompresör, 24 metrekarelik alana kadar söz konusu 7 parçayı çalıştırabiliyor. 24 metrekarelik alanın dışında olmamak kaydıyla, örneğin şarap dolabını mutfağa değil de bir başka odaya koymak mümkün."
Fiyatı 4 bin 500 YTL'den başlıyor
ARÇELİK Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, "Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" (DAC) ürünlerinin fiyatının 4 bin 500 YTL ile 6 bin 500 YTL arasında değişeceğini belirterek, "Fiyatın değişmesi, seçilen kombinasyonlara bağlı" dedi.
Dünyada 280 milyon evde Arçelik var
KOÇ Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, Arçelik'in yurt dışı satışlarınını iki ay sonunda geçen yıla göre yüzde 10 büyüme kaydettiğini belirterek, "Bu son derece memnun edici bir durumdur. Dolayısıyla bu yılın gelecek zamanları için biraz daha fazla ümitli olabiliyoruz" dedi. Özdemir, dünyada 100'ü aşkın ülkede 280 milyon evin Arçelik ürünü kullandığını vurguladı.
20 yıllık patent
ARÇELİK, "dünyada ilk" diye dünden itibaren pazara sunduğu Bölünebilir Soğutma Teknolojisi (DAC) için 20 yıllık patent aldı. Böylece, bu süre içinde rakiplerinin aynı ürünü kopya etmelerinin önüne geçti.
|
|
24 Mart 2008
|
|
Bankalar bu yıl 20 bin kişi alacak
|
|
|
|
|
|
Son yıllarda özellikle müşteri odaklı çalışmalarıyla dikkat çeken, dünyadaki finansal piyasalarda yaşanan krize rağmen şubeleşme ve istihdam atağına devam eden bankalar, Türkiye'de bu yıl 20 bine yakın personeli işe almayı planlıyor.
|
|
27 Mart 2008
|
|
Tapunun kralı İstanbul oldu
|
|
|
|
|
|
Ekonomi ve siyaset alanında yaşanan dalgalanmalar yüzünden 2007 yılında tüm Türkiye'de alım, satım, miras taksimi, bağış, kamulaştırma gibi yöntemlerle el değiştiren konut sayısı 868 bin adet birden düşerken, İstanbul'da yüzde 20 artış yaşandı.
Tapu kayıtlarına göre İstanbul'da 362 bin 400 olan el değiştiren konut sayısı, geçtiğimiz yılın sonunda 453 bine ulaştı. Buna karşın, Türkiye genelinde 2006 yılında 3 milyon 773 bin adetle rekor düzeye ulaşan el değiştiren konut sayısı, yüzde 23'lük düşüşle 2 milyon 905 bine geriledi..
01 Nisan 2008
|
|
Çalışanlar alanlara çıktı
|
|
|
|
|
|
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasa Tasarısı protesto eden DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve Türk Diş Hekimleri Birliği üyeleri İstanbul'da Anadolu ve Avrupa yakasında protesto gösterilerine başladı.
SSGSS Yasa Tasarı'sının geri çekilmesi talebiyle KESK, DİSK, TTB, TMMOB, TDB ve TEB'in aldığı karar üzerine alanlara çıkan işçiler, İstanbul'da hem Anadolu hem de Avrupa yakasında protesto gösterileri düzenliyor.
KESK, DİSK, TTB, TMMOB, TDB ve TEB üyesi çalışanlar, Haydarpaşa Garı önünde bir araya geldi. Yasa tasarısının geri çekilmesini isteyen çalışanların protesto gösterileri devam ederken, Haydarpaşa'dan yapılan banliyo seferlerinin 12.30'dan itibaren durdu. İş bırakma eylemi nedeniyle Haydarpaşa'dan yapılacak olan Adapazarı, Boğaziçi ve Cumhuriyet Ekspresi gibi şehirlerarası seferler de 17.00'ye kadar yapılmayacak,
Sendika ve meslek örgütü üyesi çalışanların bir diğer eylemi de, Avrupa yakasında başladı. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi toplanan çalışanlar, yasa tasarısının geri çekilmesini içeren ve hükümeti protesto eden sloganlar atıyor. AKP İl binasına yürümek isteyen çalışanların, eylemi devam ediyor.
|
4 Nisan 2008
|
|
|
|
|
|
Türkiye İstatistik Enstitüsü, mart ayı enflasyon rakamlarını açıkladı.
Buna göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) mart ayında yüzde 0.96 artış gösterirken, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yüzde 3.17 arttı. Yılık enflasyon TÜFE'de yüzde 9.15, ÜFE'de yüzde 10.50 olarak gerçekleşti.
TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları beklentilerin çok üzerine çıktı. Ekonomistler TÜFE'yi yüzde 0.7 beklerken, artış yüzde 1'e yaklaştı. ÜFE'deki artış ise tahminlerin çok daha ötesine geçti.
Öte yandan üç aylık enflasyon rakamlarına bakıldığında ÜFE'de yüzde 6.26, TÜFE'de yüzde 3.09 olarak kaydedildi.
|
05 Nisan 2008
|
|
|
|
|
|
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen), yıllık enflasyon hedefinin neredeyse daha yılın ilk üç ayında yakalandığına işaret ederek, hedef revize edilerek memurlara buna göre maaş farkı verilmesini istedi.
Kamu-Sen'den yapılan açıklamada, hükümetin yıllık enflasyon hedefini bilinçli olarak düşük belirlediği, buna göre memur maaşlarına da düşük artış uygulandığı, aradaki yaklaşık 3 milyar YTL'lik farkın da faiz ödemelerinde kullanıldığı ifade edildi.
Açıklamada, şöyle denildi:
“Yılın daha üçüncü ayında yıllık enflasyon hedeflerine ulaşılmıştır. Üretici fiyatlarındaki aylık artışın da yüzde 3.17 çıkması önümüzdeki dönemde de enflasyonun düşmeyeceğinin açık bir göstergesidir. Hükümet artık kurnazlık yaparak memurlarımızdan kestiği ödeneği başka çevrelere dağıtma alışkanlığından vazgeçmelidir. Bu nedenle derhal, gerçekti bir şekilde enflasyon hedefi revize edilmeli ve aradaki fark Ocak 2008'den başlamak üzere memur maaşlarına yansıtılmalıdır.”
|
|
07 Nisan 2008
|
|
Piyasaların keyfi yerinde
|
|
|
|
|
|
Uluslararası piyasalardan yayılan olumlu hava içeride etkisini daha da iyi bir şekilde gösteriyor. Borsa ilk seansı yüzde 2.32 artışla noktalarken, dolar 1.27'li seviyelere geriledi.
Cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam rakamlarının çok korkutucu olmaması ile birlikte gaza basan piyasalar yeni haftada da hızlı yükselişine devam ediyor. Son dönemde hem uluslararası piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmeler hem de içeride siyaset sahnesindeki yüksek tansiyon nedeniyle önemli oranda değer kaybeden borsa, bu kayıplarını yerine koymaya başladı. Borsa, 14 Mart'ta Ak Parti hakkındaki kapatma davasının açıldığı seviyelere kadar yükseldi.
İMKB Ulusal 100 Endeksi ilk seansta yüzde 2.3 artışla 42 bin 327 puana tırmanırken, 654.8 milyon YTL'lik işlem hacmi gerçekleşti. Gün sonunda ise endeks yüzde 2.21 artışla 42 bin 277 puan oldu.
Piyasayı değerlendiren uzmanlar, borsada tepki alımlarının etkili olduğunu belirtiyor. Önceki dönemde borsa düşerken çok fazla yabancı çıkışı olmadığına işaret eden analistler, şimdi de fonların yeniden alıma geçtiğini ifade ediyor. Ancak mevcut olumlu görünüme karşın yurtdışından yansıyabilecek olası olumsuz haberler veya içeriden kaynaklanabilek siyasi gelişmeler, piyasaların üzerinde keskin bir bıçak gibi duruyor...
|
11 Nisan 2008
|
|
|
|
|
|
Pirinç fiyatları son üç ayda iki kattan fazla artarken, bulgurdaki artış 1 yılda üç kata yaklaştı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre dünya piyasalarında son 1 yılda yüzde 68 oranında artan kaliteli pirincin fiyatı, Türkiye'de ise son üç ayda yüzde 130'a varan oranlarda artış gösterdi. Bulgur, fiyatı son 1 yılda yüzde 155 artmasına karşın pirinçten daha fazla tercih ediliyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) Nisan tarihli son raporuna göre, uluslararası pirinç fiyatları, Ocak ayından bugüne kadar ortalama yüzde 20 oranında arttı.
Yüksek kaliteli Tayland pirinci, Mart 2007'ye kıyasla yüzde 68 oranında artarken, Şubat 2008'e kıyasla yüksek kaliteli pirincin fiyatında yüzde 13 oranında artış görüldü.
|
16 Nisan 2008
|
|
Dolar hızla yükseldi, yeni hedef 1.35
|
|
|
|
|
|
Dolar kuru hareketli başladığı günü 1.32'nin üzerinden tamamladı. Uzmanlar, yeni hedef olarak 1.35 seviyesini işaret ediyor.
Dolar saat 17.20 itibariyle 1.3240 YTL seviyelerinden el değiştirdi.
Dolardaki hareketi değerlendiren uzmanlar, dün açıklanan bütçe rakamlarının piyasayı tatmin etmediğini belirtirken, ayrıca siyasi gelişmelerin piyasa üzerinde etkili olduğunu anlatıyor. Özellikle yabancı yatırımcı tarafında alımların etkili olduğunu anlatan uzmanlar, yerli yatırımcıların ise dolar yükselecek beklentisi ile satmak yerine beklemeyi tercih ettiğine dikkat çekiyor.
Dolar kuru geçtiğimiz ay Ak Parti hakkındaki kapatma davası ile birlikte hareketlenirken, 1 Nisan tarihinde 1.34 YTL sınırına kadar tırmanmış ve son 7.5 ayın en yüksek seviyesini görmüştü. O tarihten sonra gelen satışlarla 1.30'un altına inen kur, son günlerde ise yeniden hareketli görünüyor.
Dolardaki hareketliliğin kurları biraz daha yukarı çekebileceğini kaydeden uzmanlar, özellikle 1.35 seviyesini işaret ediyor. Uzmanlar, kurun 1.35'in üzerine çıkması halinde yeni bir yükseliş trendinin başlayabileceğine dikkat çekiyor.
|
|
23 Nisan 2008
|
|
|
|
|
|
Pirinç fiyatları uluslararası borsalarda rekora doymuyor.
Pirinçte Tayland'ın petroldeki Suudi Arabistan gibi önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar, ülkeden yansıyan haberlerin fiyatlar üzerinde hemen etkili olduğunu belirtiyor.
Pirinç fiyatları son bir sene içerisinde ikiye katlanırken, dün Şikago Borsası'nda yüzde 2.3 değer kazandı. Ay başından bu yana yaşanan artış ise yüzde 25'i buldu.
Pirincin yanında mısır, soya fasulyesi ve buğday gibi emtialar da rekor seviyelerindeki seyrini devam ettiriyor.
|
|
28 Nisan 2008
|
|
Türk Telekom'un halka arz süreci başladı
|
|
|
|
|
|
Türk Telekom'un 3.5 milyar YTL'lik ödenmiş sermayesinin yüzde 15'ini oluşturan Hazine'ye ait 525 milyon YTL nominal değerli D grubu hamiline yazılı payların halka arzı kapsamında ön talep toplama süreci başladı.
Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ve Türk Telekom Genel Müdür Yardımcıları Celalettin Dinçer ile Erem Demircan'ın da katıldığı basın toplantısında halka arza ilişkin bilgi verildi.
Kilci'nin verdiği bilgilere göre, Türk Telekom'un 3.5 milyar YTL olan ödenmiş sermayesinin yüzde 15'ine denk gelen Hazine'ye ait 525 milyon YTL nominal değerli D grubu hamiline yazılı payları halka arz yöntemiyle özelleştirilecek.
Türk Telekom hisselerinin halka arzıyla ilgili olarak ön talepler 28, 29 ve 30 Nisan'da toplanacak. Halka arzda, kesin talep toplama dönemi ise SPK'nın onayının ardından 7, 8 ve 9 Mayıs'ta yapılacak.
Halka arz yoluyla satışa sunulan hisselerin İMKB Yönetim Kurulu'nun onayının ardından 15 Mayıs 2008 tarihinden itibaren İMKB'de işlem görmeye başlaması hedefleniyor.
Türk Telekom'un halka arzında satışa sunulacak hisselerin; yüzde 30'u Türk Telekom ve PTT çalışanlarıyla küçük tasarruf sahipleri; yüzde 3'ü alım gücü yüksek bireysel yatırımcılar ve yüzde 2'si de yurt içi kurumsal yatırımcılar olmak üzere toplam yüzde 35'lik bölümü yurt içindeki yatırımcılara tahsis edilirken yurt dışı tahsisat oranı ise yüzde 35 olarak belirlendi.
Halka arz sırasında genel toplam kesim talebin halka arz edilecek hisse senedi miktarından fazla olması durumunda Hazine'ye ait olan ve halka arz edilen hisse senetlerinin yüzde 15'ine tekabül eden 78 milyon 750 bin YTL nominal değerdeki B grubu hamiline yazılı payların ilk satışı da gerçekleştirilebilecek.
|
|
28 Nisan 2008
|
|
Gözler bakliyattayken üzüm fiyatları çıldırdı
|
|
|
|
|
|
Herkesin bakliyata odaklandığı son haftalarda Ege'nin ünlü çekirdeksiz kuru üzümünde yaşananlar gözden kaçırılıyor.
Son üç ayda kuru üzüm fiyatlarındaki artış yüzde 73'ü buldu. ABD'de tonu bin 700 dolar olan üzümün fiyatı, İzmir borsasında 3 bin dolar. Bunun nedeni piyasada ürün azlığı. Piyasada kalan ürün stokunun 10 bin ton olduğu bildiriliyor. Bölgenin önemli ihracatçılarından İlhan Zincircioğlu ise yaşananları şu cümlelerle özetliyor: “Tam bir çılgınlık. Gerçek bir piyasa değil bu!”
Ekonomist Dergisi'nin önceki sayısında yer alan habere göre, Ege Bölgesi'nin en önemli tarım ürünleri arasında sayılan çekirdeksiz kuru üzümde bu yılbaşından itibaren hız kazanan yukarı yönlü fiyat hareketliliği, durmak bilmiyor. Geçen şubat ayında kilogram fiyatı “tarihinde ilk kez” 2 YTL'yi aşan çekirdeksiz kuru üzüm için “Böyle giderse 2.5 YTL'yi bulur” tahmininde bulunan ve bu nedenle “abartıyor” eleştirileriyle karşılaşanlar bile, fiyatlardaki önlenemeyen yükseliş nedeniyle büyük şaşkınlık yaşıyor. Çünkü üzüm piyasasının kalbi sayılan İzmir Ticaret Borsası'ndaki fiyatlar, kimsenin düşünmediği bir seviye olan 3.20 YTL'ye ulaştı.
Ege'nin diğer önemli tarım ürünü olan pamuktaki fiyat artışının sınırlı kalması nedeniyle de, iki ürün arasındaki parite tam tersine döndü. 1997 yılı ortalamalarına göre 1 kilogram pamukla 1.33 kilogram üzüm alınırken, bu rakam 2004 yılında 2.07 kilograma kadar çıktı. O tarihten itibaren de makas üzüm lehine değişmeye başladı.
|
|
30 Nisan 2008
|
|
Dev bir otomotiv yatırımı geliyor
|
|
|
|
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, dünya otomotiv sektörünün "dev yatırımcılarından" biriyle görüştüğünü ve belli bir noktaya geldiklerini belirtti.
Türk-Bahreyn İş Konseyi 3. Ortak Toplantısında konuşan Çağlayan, "Eğer bir aksilik olmazsa 5 bin kişilik istihdam yaratacak yaklaşık 800 milyon avroluk bir otomotiv yatırımı Türkiye'de gerçekleştirilecek” dedi.
Bakan Çağlayan, dünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhitlik firmasından 22'sinin Türk olduğunu, Türk müteahhitlik sektörünün 2007'de 20 milyar dolarlık proje üstlendiğini belirterek, Türk otomotiv sektörünün de büyük başarılar elde ettiğini ve Türkiye'nin dünya otomotiv merkezi olma yönünde ilerlediğini kaydetti. Çağlayan, şöyle devam etti:
“Dün gece 12.00'de bakanlığımda dünya otomotiv sektörünün dev yatırımcılarından biriyle görüştüm. Belli bir noktaya geldik. Eğer bir aksilik olmazsa 5 bin kişilik istihdam yaratacak yaklaşık 800 milyon avroluk bir otomotiv yatırımı Türkiye'de gerçekleştirilecek. İki firmayla daha temasımız devam ediyor. Bir firmayla da el sıkıştık. Önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Türkiye'den dünyaya 500 milyon avroluk yıllık ihracat gerçekleştirecekler."
Dünyadaki her bin araçtan 15'inin Türkiye'de üretildiğini, bu konuda özellikle yabancı doğrudan yatırımın ülkeye gelmesi konusunda geceli gündüzlü çok yoğun bir çalışma içinde olduklarını anlatan Çağlayan, serbest piyasa kurallarını hakim kılacak ve Türkiye'de yatırım ortamını iyileştirecek birçok tedbiri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini kaydetti.
Konuşmasının ardından gazetecilerin Türkiye'ye yatırım yapacak olan otomotiv şirketlerine ilişkin bilgi vermesini istemesi üzerine Bakan Çağlayan, firma ismi ve hangi ülkeden olduğu yönünde "kopya" veremeyeceğini söyledi.
2 Mayıs 2008
|
|
|
|
|
|
Nisan ayında enflasyon TÜFE bazında yüzde 1.68, ÜFE’de yüzde 4.50 olarak gerçekleşti.
Ocak-Nisan döneminde TÜFE’de yüzde 4.82, ÜFE’de yüzde 11.04 fiyat artışı yaşandı.
Yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 9.66’e, ÜFE’de yüzde 14.56’ya çıktı.
Nisan ayı itibariyle 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 8,33, üretici fiyatlarında yüzde 6,39 düzeyinde gerçekleşti.
|
|
04 Mayıs 2008
|
|
35 yaş üstü kamyona vergi affı geliyor
|
|
|
|
|
|
Yılbaşından itibaren Ulaştırma Bakanlığı'nın, 35 ve üzeri yaştaki 60 bine yakın ağır tonajlı araçları trafikten çekmek için başlattığı çalışmaya vergi borcu olan araçlarda katılacak.
Vergi borçları nedeniyle hurdaya çıkarılamayan ağır tonajlı araçlara vergi affı getirilecek. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, vergi borçlarının bedelleri geçen 1972 ve daha eski model ağır tonajlı araçlara, vergi affı getireceklerini söyledi. Yıldırım, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın'ı makamlarında ayrı ayrı ziyaret etti. Ziyaretleri sırasında açıklama yapan Yıldırım, 1972 ve daha eski model kamyon, otobüs, tanker ve çekicilerin hurdaya ayrılması uygulamasının devam ettiğini vurgulayarak, "Yaşlı araçların vergi borçları bedellerini geçmiş. Vergi affı getirmek suretiyle bu konuyu halletmiş olacağız, TBMM'de yapacağımız bir düzenleme ile halledeceğiz. Hedefimiz, 2 yıl içinde 1972 ve eski modellerden başlayıp, 20 yaş üstü araçları filonun dışına almak" dedi.
|
|
05 Mayıs 2008
|
|
Bankalar her an en kötüye hazır olsun
|
|
|
|
|
|
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türk bankacılık sektörünün 2006 yılını arayacağını, aramaya devam edeceğini söyledi.
Özince, Türkiye'de büyüme yavaşlarken ve uluslararası piyasalarda sıkıntı varken bankacılık sektörünün büyümesinin sağlıksız olacağını, bu nedenle 2008'in de 2007 gibi bir yıl olmasını tahmin ettiğini belirtti. Sektöre ilişkin aşırı olumsuz düşünce içinde olmadığını, ancak sadece gelişmenin yavaşlayacağına işaret etmek istediğini dile getiren Özince, "Bankacılık sektörü 2006 yılını arayacak, aramaya devam edecek. Ne zaman 2006 ve ondan önceki bir iki yıl gibi bir dönemi tekrar yakalarız bilmiyorum" görüşünü aktardı. Türk bankalarının içinde bulunulan ortamda zaten oldukça dikkatli davrandıklarının altını çizen Özince, şöyle devam etti: "Türk bankacılık sistemi bu nedenle (global krizden) az etkilendi ve oldukça güçlü bir görünüm sergiliyor. Benim herhangi bir bankaya akıl verebilecek durumum yok. Ama bir bankanın en kötüye her an hazırlıklı olması gerekir. En önemli konu, likidite ve risk yönetimidir. En başta bunların dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Dikkatli olmamız lazım. Bizim, en olumsuz koşulları Türkiye yaşayabilirmiş gibi olmamız lazım. Çünkü Türkiye bankacılık sektörü geçmişte yeterince ders aldı. Yeni olumsuzlukları bir tek bankamızda dahi görmememiz gerekir."
|
05 Mayıs 2008
|
|
Türkiye'nin imajını iyi bi yere getirmek için büyük fırsatlar var
|
|
|
|
|
|
Dünya Türk Girişimcileri Konseyi Genişletilmiş İstişare Kurulu toplantısı kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Coca Cola İcra Başkanı Muhtar Kent, burada bulunmanın kendisi için büyük bir şeref ve onur olduğunu ifade ederek, yurt dışında bulundukları her ortamda Türk yöneticilerinin Türkiye'yi daha iyi tanıtma ve imajını daha da yükseltme ve genç yöneticilere yol açma çalışmaları yaptığını anlattı.
Kent, "Normal işimizin dışında vakit geçirdiğimiz ortamlar bu ortamlar... Yurt dışında üst düzey Türk yöneticileri birer fahri büyükelçi gibi çalışmaktadırlar. Türkiye'nin imajını, markasını daha iyi bir yere getirmek için her zaman büyük fırsatlar var" şeklinde konuştu.
Her ülkenin yurt dışında birer marka olduğunu ifade eden Kent, "Biz de Türkiyemiz'in markasını daha değerli hale getirmek, daha iyi yerlere getirmek için her gün çaba sarf etmekteyiz. Bu oluşumu, bu bakımdan alkışlıyorum, destekliyorum. Konsey Kurul Başkanlığı görevini de en iyi şekilde yürütmek için gayret göstereceğim" dedi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Kurulu belirleyeceklerini, bir program yapıp, bu koordinasyonu sağlamayı amaçladıklarını kaydeden Kent, bu konuda toplanacak çok meyve bulunduğunu ve başarılı olacaklarına inandığını ifade etti.
Muhtar Kent konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başarının resmi şöyledir: Türkiye'nin imajını, markasını düzeltmek daha iyi yerlere getirmek daha iyi şekilde Türkiye'ye yatırım çekebilmek aynı zamanda yurt dışında emek veren Türk yöneticilere, girişimcilere, bürokratlara Türk sivil toplum örgütü üyelerine imkan sağlamak, daha iyi şekilde ilerlemelerini sağlamak... Oluşumun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
Muhtar Kent, şu anda Türkiye'deki yatırım seviyesinin, bu ülkeyi bir üst seviyeye taşıyacak güçte olmadığını belirterek, "Türkiye'nin tıpkı Çin'de, Hindistan'da, İrlanda'da, İspanya'da olduğu gibi büyük küresel sermayelerin sürekli girdisine ihtiyacı var. Türkiye, bu tarz sermayeleri çekmede rekabetin en ön saflarında yer almalı ve bunu yapmanın yolu da daha fazla güven, şeffaflık ve devamlılık yaratmadan geçiyor" diye konuştu.
TÜRKİYE İÇİN DAHA ÇOK YATIRIM FIRSATI ORTAYA ÇIKACAK
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Dünya Türk Girişimcileri Konseyi platformu sayesinde Türkiye için daha çok iş, daha çok yatırım fırsatları ortaya çıkacağını belirterek, "Ülkemizin siyasi anlamında dış politikadaki etkinliği artacaktır" dedi.
Hisarcıklıoğlu, Dünya Türk Girişimcileri Konseyi Genişletilmiş İstişare Kurulu toplantısı kapsamında düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, DEİK'in dünya çapında yerleşik Türk girişimcilerini tek bir çatı altında topladığını bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, toplantıda dünyanın dört bir yanından katılımcıların yer almasının Türk iş adamlarının birlik ve beraberliğe ne kadar önem verdiğinin en güzel göstergesi olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu platform iki alanda ülkemize büyük faydalar sağlayacaktır. İlk olarak ekonomik anlamda Türk girişimcileri arasında Rusya'dan ABD'ye, Azerbaycan'dan Nijerya'ya kadar uzanan bu işbirliği ağı tarihte ilk defa kurulmuş oluyor. Bu sayede ülkemiz için daha çok iş, daha çok yatırım fırsatları ortaya çıkacaktır. İkinci olarak da ülkemizin siyasi anlamda dış politikadaki etkinliği artacaktır. Özellikle asılsız Ermeni soykırımı iddiaları karşısında yurt dışında yerleşik vatandaşlarımızın sağlam birliktelik oluşturamamasının, sesimizin ve tepkimizin zayıf kalmasına yol açtığı hepimizin malumudur. Oysa bir zamanlar Lenin'in çok isabetle vurgulamış olduğu bir söz var, benim çok hoşuma gidiyor; (Organize olmuş küçük bir topluluk, organize olmamış kitleleri rahatlıkla yönlendirebilir)"
|
07 Mayıs 2008
|
|
Elektrik ve doğalgaza zam kapıda
|
|
|
|
|
|
Geçtiğimiz aylarda yüzde 20 oranında zamlanan elektrik tarifesi, artan petrol fiyatları ve enflasyon nedeniyle bir kez daha zamlanacak.
Akşam gazaetesinin haberine göre, yapılan hesaplamalara göre elektrik fiyatlarındaki zammın yüzde 15-20 arasında olması bekleniyor. Ancak bu zammın tek seferde mi yoksa izleyen dönemlerde bölünerek mi yapılacağı henüz karara bağlanmış değil. Enerji Bakanı Hilmi Güler, petrol fiyatlarındaki artışın nasıl yansıtılacağına dair hesapların yapıldığını belirterek, 1 Temmuz'da başlatılma kararı alınan otomatik fiyatlandırmanın bu nedenle öne çekilebileceğini açıklamıştı. Bu durumda elektrik ve doğalgazda yapılacak yeni fiyatlandırma ay sonu kesinleştirilecek.
AYDINLATMA DA FATURAYA YANSIYACAK
Beledİyelerİn ödemediği genel aydınlatma bedellerinin elektrik faturalarına yansıtılması kararı alındı. Faturalara yansıtılacak genel aydınlatma tutarı EPDK tarafından ayrıca tespit edilecek.
|
|
08 Mayıs 2008
|
|
İstanbul'a Formula bereketi
|
|
|
|
|
|
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, Mayıs ayındaki uluslararası kongreler ve Formula 1 Türkiye Grand Prix'si dolayısıyla, İstanbul'daki otellerin çoğunun neredeyse dolu olduğunu belirterek, “Durum çok iyi, herkes çok memnun” dedi.
Bayındır, İstanbul'un Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim aylarında zaten dolu olduğunu ifade ederek, daha önce Ağustos ayında yapılan Formula 1 yarışlarının 9-11 Mayıs tarihlerine alınmasının otellerin doluluğu açısından çok etkisi olmadığını söyledi.
Bu şekilde, zaten doluluk oranı yüksek olan otellere daha fazla insan geldiğini dile getiren Bayındır, “Dolayısıyla talep artıyor, talep artınca fiyatlar biraz yükseliyor. Halbuki Formula 1, yazın, Ağustosta yapılırken, daha İstanbul'un toparlanma zamanı olduğu için çok iyi oluyordu. Tarihte bir yanlışlık var bana göre” diye konuştu.
Timur Bayındır, Formula 1'in, 15 Hazirandan Ağustos sonuna kadarki dönemde veya Mart ayında yapılmasının daha uygun olacağını savundu.
İstanbul'da, Mayıs ayının uluslararası kongrelerin yoğun olduğu bir dönem olduğunu hatırlatan Bayındır, “Otellerdeki durum çok iyi, herkes çok memnun. Rakam vermek çok zor. Ama genel olarak iyi. Otellerin çoğu neredeyse dolu” dedi. Bayındır, İstanbul'da turistik belgeli 55 bin yatağa en az 10 bin yeni yatak daha ilave edildiğini belirterek, İstanbul'daki yatakların dolması için 65 bin kişinin gelmesi gerektiğini söyledi.
Timur Bayındır, otellerin doluluğunun İstanbul'un merkezindeki tesisler için geçerli olduğunu, ancak çevrede de çok sayıda otel bulunduğuna işaret ederek, “Eğer olimpiyatları seyretmeye 5 bin kilometre gidiyorsanız, yatmak için 100 kilometre, bir şey fark etmez arada. Yani 100 kilometre ötede de konaklayabilirsiniz. Bizim bahsettiğimiz oteller hep göbekte, Taksim, Aksaray, Laleli, Sirkeci, Anadolu yakasının belli bir bölümü. Halbuki biraz daha açıldığınız zaman yer var. Mesela Pendik'e doğru kaydığınız zaman, İzmit'te, hala yer var. Bursa daha hiçbir şekilde nemalanmadı bu işten. Yani yer var, yeter ki insanlar gelsin” diye konuştu.
“KONAKLAMA ÜCRETLERİ YÜZDE 20 ARTTI”
Timur Bayındır, konaklama ücretlerinde de bir artışın söz konusu olduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Otel ücretlerindeki artış çok normal bir şey, dünyada böyle gidiyor bu prosedür. Arz-talep dengesi bu. Eğer talepler fazla olursa gayet tabii biraz fiyatlar yukarı çıkıyor. Biz bakanlıktan bir tarife istiyoruz. 'Bu tarifeyle verirsek, biz de yüzde 60-70 dolulukla çalışırsak, yüzde 15-20 para kazanırız' diyoruz. Bakanlıktan bu tarifeyi alıyoruz. Fakat bu tarifeyle müşteri bulmamız imkansız hale geliyor. Çünkü rekabet var, otellerin sınıfları var, bulunduğu mekan var, müşterinin azlığı, çokluğu var, bu fiyatları uygulayamıyoruz. Devamlı olarak bu fiyatların altında bir uygulama yapıyoruz. Böyle tarihlerde, bu fiyatları uygulama imkanı yakalıyoruz. Bunlar da normal satış fiyatlarımızın yüzde 20 kadar üstündedir. Bir otel eğer 400 dolara satıyorsa odayı, fiyatını 500 dolar yapmıştır.”
FORMULA 1'İN GETİRİSİ
Formula 1'in, hangi tarihte yapılırsa yapılsın İstanbul'a getirisinin çok büyük olduğunu vurgulayan Bayındır, “Bir kere tanıtım açısından, ikincisi İstanbul'u besleme açısından çok büyük” dedi.
Bayındır, etkinliğin bütün dünyada televizyondan yayınlandığını dile getirerek, “Bir dakika İstanbul'u göstermek televizyonlarda kaça mal olur? Düşünün, bu Formula 1'i bütün dünya veriyor ve yaklaşık 3 saat sürüyor. Onu çarptığınız zaman rakamlar belli olacak. Tanıtıma katkısı çok büyük” diye konuştu.
Yarış için değişik müşteri kitlesinin geldiğine işaret eden Bayındır, bunların, Formula 1'i izlemeye gelenler, yarışçılar, teknik ekipler, pist temizliği ve güvenliğini sağlayanlar, bakım-hizmet işlerini görenler olduğunu söyledi.
Görevli ekiplerin daha uzun süreli kaldıklarını, yarışın yapılacağı İstanbul Park'a gidip gelebilmek için otomobil kiraladıklarını anlatan Bayındır, bunun gibi çok sayıda sektörün bu etkinlikten faydalandığını, harcanan paraların büyük rakamlar olduğunu kaydetti.
Timur Bayındır, “Formula 1 için gelenler en az 3 gece kalacak, 20 bin kişinin gelmesi durumunda getirisi 250 milyon dolar civarında olur” dedi.
|
12 Mayıs 2008
|
|
|
|
|
|
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Genel Başkanı Bekir Cumurcu, dünyadaki finansal sorunlar ve ekonomik yavaşlamanın Türkiye'ye ve inşaat ile gayrimenkul sektörlerine de yansıdığına dikkat çekerek, özellikle konut sektöründe daha önceki hareketliliğin 2008'de görülemeyeceğini ancak 2009 ve sonrasının daha iyi olmasını umduklarını söyledi.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından bu yıl 8'incisi düzenlenen Gayrimenkul Zirvesi'nde “Türkiye'nin 100 Yıllık Gayrimenkul Potansiyeli” konusu ele alınacak.
GYODER Başkanı Bekir Cumurcu, zirve ile ilgili tanıtım toplantısında, küresel ekonomik olumsuzlukların yanı sıra iç siyasi istikrarsızlığın belirleyici olduğu bir dönemden geçildiğini dile getirerek, bu sorunun ABD'de ve mortgage ile başladığını hatırlattı. Cumurcu, Türkiye'nin ise aslında konuyla ilgili bir sorun yaşamadığını, bu sorunu ithal etmiş olduğunu ifade etti. Küresel ekonomideki sorunun Türkiye'ye likidite ve tüketici güveninde kayıplar şeklinde yansıdığına işaret eden Cumurcu, “2002-2006 yılları arasında ortalama yüzde 7.5 büyüyen Türkiye için bu dinamiklerin daha düşük büyüme ve istihdam, daha az yabancı sermaye, daha yüksek enflasyon ve faiz oranları anlamına geleceği açıktır. Sayılan ekonomik parametrelere, özellikle de faiz hadlerine son derece duyarlı olan gayrimenkul sektörünün de bu gelişmelerden etkilenmesi beklentiler içerisindedir” diye konuştu.
GAYRİMENKULDE 2008 KAYIP, 2009 BELİRSİZ
Cumurcu, konut sektöründeki hareketliliğin 2008'de görülmeyeceğini, 2009 yılında ise yeniden görülmesini umut ettiklerini dile getirdi. 8. Gayrimenkul Zirvesi'nin, global gelişmeler ışığında Türk Gayrimenkul Sektörünün ve ayrı ayrı segmentlerinin bugünkü durumunun ve sunduğu fırsatların uzmanlarca detaylı olarak irdeleneceği bir zirve olacağını bildiren Cumurcu, bu çerçevede zirvede, “Dar Gelirlilerin Konut İhtiyacı ve Çözüm Önerileri”, “Türkiye'de Perakende Pazarı ve AVM'ler İçin Öngörüler 2015” ve “İller İçin Öngörüler 2015” konulu üç ayrı araştırma raporunun sunularak, değerlendirileceğini kaydetti. Cumurcu, ayrıca, 2009 yılındaki Gayrimenkul zirvesiyle eş zamanlı bir de gayrimenkul fuarı yapılacağını ve üç günün fuara, bir günün de zirveye ayrılacağını açıkladı.
“TÜRKİYE'DE 2010'DA AVM'LERDE DOLGUNLUK YAŞANACAK”
Toplantıda araştırma raporları hakkında bilgi veren Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise, “Gayrimenkul Sektörü ve İller İçin Öngörüler 2015” adlı raporda Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Manisa, Muğla, Tekirdağ, Trabzon şehirlerine ilişkin, konut, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri ile sanayi ve lojistik alanlarının incelendiğini ve 2015'e kadarki dönem için öngörülerin yapıldığını anlattı.
Gürlesel, “Türkiye'de Perakende Pazarı ve Alışveriş Merkezleri için Öngörüler 2015” balıklı raporda ise Türkiye'de gelişen gayrimenkul sektörü içinde en hızlı büyüyen, yerli ve yabancı yatırımcıların en çok yatırım gerçekleştirdiği alışveriş merkezleri ile ilgili gelişme ve öngörülerin ortaya konulduğunu kaydetti. Bu rapor çerçevesinde bazı verileri paylaşan Gürseler, Türkiye'de 2007'de 658.8 milyar dolar, kullanılabilir gelirin 550 milyar dolar, özel tüketim büyüklüğünün de 465.1 milyar dolar olduğunu bildirerek, perakende harcama büyüklüğün ise 226.1 milyar dolar olduğunu ifade etti. Gürseler, 226.1 milyar dolarlık perakende harcama büyüklüğü içinde yüzde 35'i oluşturan 77.6 milyar dolarının alışveriş merkezlerinden yapıldığını söyleyerek, kalan yüzde 65'i oluşturan 146 milyar dolarlık harcamanın ise geleneksel pazarlardan yapıldığını aktardı. Türkiye'de 2007 yılı içinde 30 şehirde olmak üzere toplam 153 adet AVM bulunduğunu dile getiren Gürseler, 2001 yılında kişi başına düşen kiralanabilir alanın 18 metrekare olduğunu, şu anda ise 49.9 metrekareye ulaştığını anlattı.
Gürseler, Türkiye'de 2010 yılında AVM'lerde dolgunluk yaşanacağını öngörerek, “2015'te bekliyorduk ama kısa bir süreye sıkıştı. AVM'lerdeki yabancı yatırımı da artacak. Özellikle iyi konumlanmamış AVM'lerde yabancı ortaklığı görülecek ve AVM'ler daha kurumsallaşacak” dedi.
|
|
14 Mayıs 2008
|
|
Girişimcilere yeni iş fırsatları
|
|
|
|
|
|
10 ayrı sektörden 45 şirket, 950 yeni bayilik vermek için girişimcileri bekliyor.
Tekborsa Dergisi'nin hazırladığı habere göre, gıdadan takı sektörüne, tekstilden emlağa kadar birçok farklı alanda faaliyet gösteren şirketler, bayilik almak isteyenler için uygun fırsatlar sunuyor. Kimileri 2008 için marka bedeli almıyor, kimileri anahtar teslim mağaza veriyor, kimileri de bayilik sayısını yüksek tutuyor.
|
15 Mayıs 2008
|
|
Prim borçlarına af geliyor
|
|
|
|
|
|
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, SSK ve BAĞ-KUR'un prim alacaklarının yeniden yapılandırılacağını açıkladı.
Çelik, TBMM Genel Kurulunda, istihdam paketiyle ilgili kanun tasarının 2. bölümünde söz alarak, SSK ve BAĞ-KUR'un toplam 23 milyar 433 milyon YTL tutarındaki prim alacaklarının, verilecek bir önerge ile yeniden yapılandırılacağını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'in verdiği bilgiye göre, 3 aylık sürede prim borcunu ödeyenlerin borçlarının faizinin yüzde 85'i, 1 yıllık sürede ödeyenlerin borçlarının faizinin yüzde 55'i, 24 ayda ödeyenlerin de prim borçlarının faizinin yüzde 30'u silinecek.
Daha önce yapılandırmaya başvurup, gereklerini yerine getirmediği için yapılandırması bozulanlar da 6 ay içinde borçlarını öderlerse, yeniden yapılandırma kapsamına alınacak.
Damacana su fiyatları arttı
20 Mayıs, 2008 14:02:00 (TSİ) |
|
 |
Girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle damacana su fiyatları arttı
|
Damacana su sektöründe faaliyet gösteren firmalar, girdi maliyetlerinde artış gerekçesiyle fiyat artışına gitti.
Erikli Su Doğu Akdeniz Bölgesi Ana Distribütörü Cem Maltaş, yaz aylarına girilmesiyle su tüketiminde artış yaşandığını söyledi.
Tüketim artışın kendilerini sevindirdiğini anlatan Maltaş, "Satışlarda yükselme var. Ancak girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle fiyatlar da yükselme yaşandı. Bu artışlar akaryakıt fiyatının yükselmesine orantılı olarak devam edecektir" dedi.
Sevkıyat dolayısıyla akaryakıt fiyatlarındaki artışın maliyetleri etkileyen unsurların başında geldiğini ifade eden Maltaş, "Ayrıca diğer bir unsur da işçiliktir. Yaklaşık 8 aydır fiyatlarda değişiklik yapmadık. Ancak, özellikle bu iki konudaki artış sonucunda 19 litrelik damacana suyun fiyatını 6.5 YTL'den 7.25 YTL'ye yükseltmek durumunda kaldık" diye konuştu.
Yapılan araştırmada, sektörde faaliyet gösteren firmaların son bir aylık sürede fiyatlarda düzenlemelere gittikleri, 19 litrelik damacana suyu fiyatının 4.5 - 7.25 YTL arasında değiştiği tespit edildi.
EKONOMİ / GENEL |
 |
 |
|
Ekonominin zirvesi CNN TÜRK'te toplandı
30 Mayıs, 2008 14:13:00 (TSİ) |
|
 |
Şimşek: ''Belediyelere kaynak aktarımı konusunda eleştirileri kabul ediyorum''
|
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ile sona eren program sonrası Türkiye'nin yeni çıpası, özel sektör borçları, cari açık ve küresel ekonomik krizi değerlendirdi.
Hazine'den sorumlu Bakan Şimşek, CNN TÜRK'te Taha Akyol'un yönettiği 'Eğrisi Doğrusu Özel' programında, iş dünyası, akademisyen ve gazetecilerin ekonomik gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı.
Programa, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Eczacıbaşı Holding CEO'su Erdal Karamercan, Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Ercan Uygur ve Referans gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can katıldı.
Türkiye ekonomisinin, kısa dönemde, potansiyelinin altında büyüyeceğini kaydeden Şimşek, 2009'un başından itibaren ciddi bir toparlanma sürecine başlayacağını vurguladı.
Şimşek, "Türkiye, yüzde 6-7'lik ekonomik büyüme patikasına yeniden dönecek" diye konuştu.
Özel sektör borçları:
Bakan Şimşek, özel sektör borçları konusundaki bir soruya verdiği yanıtta, mutlak borç yerine, borçların sermayeye oranına bakmak gerektiğini vurgulayarak, 2001 yılında, şirketlerin toplam borcunun, sermayelerine oranı yüzde 250 iken, bu oranın, 2006'da, yüzde 100'e gerilediğini kaydetti.
Cari açık:
Cari açığın finansman kalitesinin yükseldiğine dikkat çeken Bakan Şimşek, 2001 yılında cari açığın yüzde 60'ı kısa vadeli sermaye ile kapatılırken, 2007 yılı itibarıyla bu oranının yüzde 10'un altına gerilediğini, yani cari açığın sıcak para ile finanse edilmediğini ifade etti.
Devlet Bakanı Şimşek, başta enerji piyasası reformu olmak üzere, gerçekleştirecekleri yapısal reformlarla, cari açık sorununu da çözeceklerini vurguladı.
Türkiye'de bir tasarruf açığının olduğunu ifade eden Şimşek, gerek Ar-Ge yatırımları, gerek sosyal güvenlik sistemindeki düzelme, gerekse istihdamın artırılmasıyla tasarruf açığını kapatacaklarını söyledi.
Hükümetin Orta Vadeli Mali Çerçeveyi (OVMÇ) açıkladığını, popülist sayılmayacak bir sosyal güvenlik reformunu gerçekleştirdiğini hatırlatan Şimşek, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da önemli adımlar attıklarını anlattı.
Bakan Şimşek, OVMÇ'deki bazı eksikliklerin de, üç yıllık bütçe perspektifiyle giderileceğinin de altını çizdi. OVMÇ'deki faiz dışı fazlada sağlanacak ilave mali kaynağın, kalıcı yatırımlara yönlendirileceğini ifade eden Şimşek, buradaki ilave mali kaynağın bir kısmının istihdam reformuna, diğer kısmının da GAP'a harcanacağını söyledi.
Ekonomideki rekabeti güçlendirmek amacıyla, yapısal reformların yanı sıra, yeni teşvik sistemini de yıl sonuna kadar devreye sokacaklarını belirten Şimşek, ayrıca bankaların aracılık maliyetlerinin de aşağıya çekileceğini kaydetti.
Fiyat istikrarı:
Enflasyonla mücadele konusuna da değinen Şimşek, fiyat istikrarı konusunda, en az piyasalar kadar duyarlı olduğunu belirterek, Merkez Bankası'nın, düşük tek haneli enflasyonu tek başına gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, bu konuda hükümetin de desteğinin önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'de rekabet ve verimlilik açısından ciddi bir tarım reformuna da ihtiyaç olduğunu anlatan Şimşek, tarım reformu ile tarım işletmelerinin büyütülerek daha etkin hale getirilmeleri gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin uzun dönemli çıpasının Avrupa Birliği olduğunu vurgulayan Şimşek, hiçbir çıpanın, hükümetin kararlılığının yerini alamayacağını da ifade etti.
Ekonomide yeni çıpanın borçların GSMH'ye oranı olacağını belirten Şimşek, "2012 yılı sonunda Türkiye'nin borç stokunu milli gelirin yüzde 30'una çekeceğiz. Maliye politikasını ona göre düzenleyeceğiz. Bunu mali kuralla desteklemeye çalışmak istiyoruz" dedi.
Türkiye ekonomisinde enflasyona odaklandıklarını vurgulayan Şimşek, ancak temel vizyonlarının rekabet gücünü artırmak olduğunu söyledi.
Küresel ekonomik kriz:
Dünya ekonomisindeki krizin ne zaman sona ereceği konusunda belirsizliğin olduğunu ifade eden Şimşek, bu kriz nedeniyle, dünya kredi hacminde, yüzde 17 düzeyinde bir daralmanın olduğunu kaydetti.
Şimşek, küresel enerji ve gıda krizi için "harcanabilir gelir üzerindeki vergi" tanımlamasında bulundu. Dünyadaki krizin Türkiye'ye yansımasının kredi kanalıyla olduğunu belirten Şimşek, bu krizin, Türk halkına en az yansıması konusunda gerekli tedbirleri aldıklarını da ifade etti.
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|