Deniz Efe HEPER - Dünyadan Ekonomi Haberleri
  İletişim
  Ziyaretşi defteri
  İMALAT MÜHENDİSLİĞİ
  EKONOMİ HABERLERİ
  => BORSA
  => OMV POAŞ
  => BTC BORU HATTI
  => BUSH EKONOMİDEKİ DURGUNLUK İÇİN START VERDİ
  => 28.04.2008 DOLAR RAKAMLARI
  => 28.04.2008 BORSA
  => %7 nin altında büyüme
  => Akaryakıtlara bir zam daha
  => Petrol
  => ABD de enflasyon
  => HP
  => Dünyadan Ekonomi Haberleri
  => Tüekiye' den Genel Eonomi Haberleri
  İSTATİSTİK ÖDEVİ

01 Mart 2008
 
ABD, 'küçük bankalar batar'sinyali verdi, dünya karıştı
 
 
 
 
FED Başkanı Ben Bernanke'nin açıklamalarıyla morali bozuk şekilde güne başlayan piyasalar, ABD'li sigorta devi AIG'in zararı, İngiliz Peloton'un bir fonunu kapatma kararı ile kötü bir gün yaşadı.

ABD'li Ambac'ı kurtarma operasyonunda sorunlar çıktığı haberinin de gelmesiyle Avrupa borsaları düştü. İMKB'deki düşüş yüzde 2.28 olurken, Euro 6 aydan sonra 1.80 YTL'yi aştı.

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin "küçük bankalar batabilir" açıklaması, Ambac'ın kurtarma operasyonuna yönelik olumsuzluk ve Londra merkezli Peloton Partners'ın bir hedge fonunu kapatma haberleri piyasaları allak bullak etti. ABD borsasında vadeli işlemlerde yön aşağı çevrildi. Avrupa borsaları ise yüzde 2'ye dayanan kayıp gerçekleştirdi. Yurtdışının gölgesinde işlem yapan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da (İMKB) kayıp gün içinde yüzde 2'yi aştı.

BERNANKE DURGUNLUK BEKLEMİYOR: Ben Bernanke, önceki gün Senato'da Bankacılık Kurulu'na yaptığı konuşmada yoğun biçimde emlak işine yatırım yapmış bazı küçük bölgesel bankaların zorlanabileceğini ama ABD bankacılık sisteminin genel anlamda güçlü olduğunu söyledi. Büyük bankaların son dönemde 75 milyar dolar sermaye sağladığını kaydeden Bernanke "Bunun devamını umuyorum. Böylece daha fazla kredi verebilecek durumda olacaklardır" dedi. Stagflasyon (yüksek enflasyon ortamında durgunluk) beklemediğine dikkat çeken Bernanke, koşulların 1970'lerden çok uzak olduğunu vurguladı.

PELOTON VE AIG MORAL BOZDU: Bu açıklamalar, piyasalarda 18 Mart tarihinde FED'in yüzde 0.50 oranındaki faiz indirimine gideceği beklentisini güçlendirse de, Bernanke'nin yeni batışlardan söz etmesi moralleri bozdu. Dün gelen bazı olumsuz haberler de buna tuz biber ekti. Dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden olan ABD'li AIG, 11 milyar dolarlık mortgage zararı nedeniyle, 2007 yılını 5 milyar dolar zararla kapattığını açıkladı. Öte yandan Londra merkezli hedge fon Peloton Partners verdiği büyük çaplı kayıplardan dolayı 2 milyar dolarlık bir fonu kapatma kararı aldı.

AMBAC'TA SORUN ÇIKABİLİR: Tüm bu olumsuzlukların üzerine bir de ABD'nin tahvil sigorta şirketi Ambac'ın kurtarılmasında sorun çıktığı haberi geldi. Fakat kurtarma planının tamamen ortadan kalkmadığı ancak önemli bir engelle karşı karşıya olduğunu belirtildi. Yine tahvil sigorta şirketi MBIA, 2008'in ilk çeyreğinde kredi spread'lerinin (kur makası) genişlemesi ve aktif notunun düşürülmesinden zarar görebileceğini açıkladı. Olumsuz haber bombardımanına maruz kalan piyasalarda tansiyon iyice yükseldi.

İMKB YÜZDE 2.28 DEĞER KAYBETTİ: Avrupa borsalarında kayıplar yüzde 2'ye dayandı. Uluslararası piyasalarda doların değer kaybı devam etti. Yurtdışını takip eden İMKB Ulusal 100 Endeks'i ise güne değer kaybıyla başladı. Kuzey Irak'a gelişmelerini de fiyatlayan borsa gün içinde yüzde 2'yi aşan değer kaybı gerçekleştirdi. Gün sonunda 44.776 puandan kapanan endeks yüzde 2.28 değer yitirdi.

EURO 1.81 YTL'Yİ AŞTI:
Döviz piyasası ise Euro/dolar paritesine bağlı hareket gerçekleştirdi. Bankalar arası piyasada dolar 1.19-1.20 YTL arasında hareket etti. Euro'nun dolar karşısındaki değer artışı ise içeride de doları 1.81 YTL'nin üzerine taşıdı. Euro, geçen ağustostan bu yana ilk kez 1.80 YTL'yi aşmış oldu. Euro serbest piyasada günü 1.8180 YTL'den, dolar ise 1.1960 YTL'den tamamladı.

Altında 975, petrolde 103 dolarlık rekor

DOLARIN değer kaybı petrol ve altın fiyatlarını yeni zirveye taşıdı. ABD ham petrolü dün sabah 103 dolar 5 sentle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Brent petrolü ise 101 dolar 27 sentle rekor kırdı. Altın fiyatları da spot piyasada 975 dolar seviyesine çıkarak tarihi zirveye oturdu. Düşük dolar ve rekor düzeydeki petrolün altın piyasasına alım getirdiğini söyleyen analistler, artık yeni hedefin 1000 dolar olduğunu belirtti. Altındaki yükseliş gümüş fiyatlarının da 19.86 dolarla son 27 yılın en yüksek düzeyine çıkmasına neden oldu.

Mortgage zararı 600 milyar doları bulabilir

UBS analistleri, mortgage krizi nedeniyle finans kurumları bekleyen zararın 600 milyar doları bulmasını bekliyor. Şimdiye kadar 160 milyar dolarlık zarar açıklayan bankaların bundan sonra açıklayacağı kayıpların toplamının en az 350 milyar dolar olacağına dikkat çeken analistler "Ekonominin mantığın öngördüğünden daha fazla zarar alabileceği riskine karşı hazırlıklı olmalıyız" dediler.

 
  
 

 
03 Mart 2008
 
Petrol fiyatları 100 doların üzerinde seyrediyor
 
 
 
 
Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları, düşük dolar kuru ve OPEC'in petrol üretimini değiştirmeyeceği beklentileri nedeniyle 100 doların üzerinde seyrediyor.

ABD ham petrolü nisan teslim fiyatı 68 sent düşüşle varili 101,16 dolara gerilerken, Londra Brent tipi ham petrol ise 62 sent azalışla varili 99,48 dolardan işlem görüyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi ülkelerin bu hafta Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılacağı toplantıda petrol üretim miktarını değiştirmeyeceği beklentisinin yanı sıra düşük dolar kuru, Orta Doğu, Güney Amerika ve Nijerya'daki gerilimler petrol fiyatlarının 100 doların üzerinde seyretmesine neden oluyor.

 
 

06 Mart 2008
 
Petrol fiyatları coştu
 
 
 
 
 
Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları rekora doymuyor.
Dolar düştükçe yatırımcıların petrole yönelmesi, fiyatları yeni bir zirvye taşıdı. Petrolün varil fiyatı bugün tarihinde ilk kez 106 dolara dayandı.
Fiyatlardaki hareketi değerlendiren uzmanlar, yükselişin arkasındaki esas nedenin dolardaki düşüş olduğuna dikkat çekiyor. Doların düşmesiyle kendilerine yeni yatırım alanı arayan fonlar özellikle petrol ve altın gibi emtiaları tercih ediyor. Fonların petrole olan yoğun ilgisi de fiyatları gün be gün yeni zirvelere taşıyor.
Dolardaki düşüşün yanında ABD petrol stoklarındaki azalma da fiyatlar üzerinde baskı oluşturuyor. Petrolde arz-talep dengesizliği yaşpanabileceğine inanan yatırımcılar petrolün ateşini yüksek tutuyor.
Uzmanlar, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) üretimi artırmama kararı almasının da fiyatların 106 dolara kadar çıkmasında etkili olduğunu düşünüyor.
 

 
 

13 Mart 2008
 
Piyasayı global dalga vurdu
 
 
 
 
 
Uluslararası arenadaki bulutlu hava piyasaların üzerine kabus gibi çöktü.
Son iki gündeki iyimserlik yerini sert satışlara bırakırken, borsa günü son dönemde hızlanan satışlarla yüzde 4.13 kayıpla 42 bin 421 puandan tamamladı.
Borsada dış piyasalara bağımlı hareket gün boyunca devam etti. İç gelişmelerin fazla fiyatlanmadığı piyasada rotayı yurtdışı gelişmeler belirliyor. ABD kaynaklı tedirginlikler borsalarda satış baskısına neden olurken, İMKB de payına düşeni alıyor. 
Yurtdışında bu tip tedirginliklerin yaşandığı hallerde özellikle Türkiye gibi cari açığı yüksek ve likit piyasalara daha fazla satış geldiğine işaret eden uzmanlar, 42 bin 500 sınırına gerileyen borsada 42 bin bölgesinin önemli olduğu görüşünde. Borsanın 42 binde tutunması halinde yönünü tekrar yukarıya çevirebileceği belirtiliyor. Ancak bunun için de en önemli şart yurtdışında havanın tekrar düzelmesi.
KÖTÜ SENARYO      
Piyasada konuşulan kötü senaryo ise düşüşün ilk etapta 40 bine, arkasından 37 bin-38 bin bandına doğru devam edeceği yönünde. FED'in yaptığı müdahalenin yeterli olmadığını savunan uzmanlar, kredi piyasasına ilişkin kaygıların bıçak gibi piyasanın sırtında olduğunu vurguluyor.    

 

 
18 Mart 2008
 
Dev bankaların kârı düştü
 
 
 
 
ABD'nin iki büyük bankası, merakla beklenen ilk çeyrek bilançolarını açıkladı. Sonuçlar, beklendiği kadar kötü olmadı.
Goldman Sachs, ilk çeyrek gelirlerinin geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yarıya indiğini duyurdu. Wall Street'in karlılık açısından en iyi bankası olan Goldman'ın net karı 3.2 milyar dolardan 1.5 milyar dolara indi. Bankanın gelirleri ise 12.7 milyar dolardan 8.34 milyar dolara geriledi.
Analistler bankanın gelirlerinin  7.3 milyar dolara gerilemesini bekliyordu. Böylece sonuçlar beklentilerden daha iyi gerçekleşmiş oldu.
 
Son günlerde adı zorda olan bankalar arasında sayılan yatırım bankası Lehman Brothers'ın net karı ise 1.15 milyar dolardan 489 milyon dolara indi.

 

 
 
25 Mart 2008
 
ABD'de kriz çıktı, mermerci Çin'e sarıldı
 
 
 
 
 
Türkiye'de son yıllarda ihracatını en hızlı artıran sektörler arasında yer alan doğaltaşta, ABD'de yaşanan tutsat (mortgage) krizi, ihracatçı firmaları Çin ve Hindistan gibi pazarlara yöneltti.

Çin'e yapılan işlenmemiş doğaltaş ihracatı, rekor düzeyde artış gösterdi.

Sektör, ihracatını artırmasına rağmen katma değerini giderek düşürüyor.
İhracatını geçen yıl 1 milyar 250 milyon dolar seviyesine ulaştıran sektör, bu yıl ABD'de tutsat (mortgage) kriziyle başlayan duraklamadan olumsuz etkilendi. Sektör yılın ilk 2 ayında toplam ihracatını yüzde 26 artırmasına rağmen en büyük pazar olan ABD'ye yapılan ihracat yüzde 21 düştü. İşlenmiş ürünlerde ihracat artışı yüzde 2'de kalırken hammadde sınıfında yer alan blok mermerde yüzde 44, yarı işlenmiş sınıfta yer alan plaka mermerde ise yüzde 116'lık artış yaşandı.

Sektörün en yüksek katma değerle, işlenmiş ürün ihraç ettiği ABD pazarında yaşanan duraklama sonrası firmaların büyük bölümünün kapasitelerini küçülttüğü ifade ediliyor. İç pazarda arz fazlalığı ve inşaat sektöründeki durgunluk nedeniyle firmaların ocaktan çıkardıkları taşları blok olarak ihracı tercih etmeye başladıkları bildiriliyor.

Geçen yıllarda makineleşme yatırımıyla dikkati çeken sektörde 2008 yılında ekskavatör ve diğer iş makinası satışlarının yüzde 90 oranında düştüğü ifade ediliyor. Ege Bölgesi'nde birçok ocağın da üretimini tek vardiyaya düşürdüğü belirtiliyor.

 

 
 
26 Mart 2008
 
Jaguar ve Land Rover artık Tata'nın
 
 
 
 
Hintli otomotiv üreticisi Tata Motors, İngiltere'nin prestijli markaları Jaguar ve Land Rover'ı bünyesine kattı.
Tata Motors yaptığı açıklamada, İngiltere'nin lüks markaları Jaguar ve Land Rover'ı, ABD otomotiv şirketi Ford'dan 2,3 milyar dolara satın aldığını bildirdi.
Açıklamada, Jaguar ve Land Rover'daki iş gücünde herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği, Ford'un Jaguar ve Land Rover'daki emeklilik planlarına 600 milyon dolar katkıda bulunacağı belirtildi. Tarafların, bu iki lüks markanın İngiltere'deki iş gücünü 15 bin 300 civarında tutma konusunda anlaşmaya varması bekleniyor.
Ford, Jaguar'ı 1989'da 2,5 milyar dolara ve Land Rover'ı ise 2000'de 2,7 milyar dolara satın almıştı. Önceki yıl 12,6 milyar dolar ve geçen yıl da 2,7 milyar zarar eden Ford'un, bu iki markayı satarak, Kuzey Amerika'da zarar ettiği faaliyetlerine yoğunlaşması bekleniyor.
Hindistan'ın en büyük otobüs ve kamyon, üçüncü büyük otomotiv üreticisi Tata Motors, bu yılın sonunda 2 bin 500 dolardan satılmaya başlanılması planlanan dünyanın en ucuz arabası Nano'yu üretmişti.
Tata Motors'un, Ford'dan aldığı bu iki markayla ilgili anlaşma maliyetini karşılama konusunda bazı kaygılar bulunmasına rağmen, sektör kaynakları, anlaşmayla şirketin sadece iç pazara yoğunlaşmak yerine küresel piyasalara açılacağı yorumunu yapıyorlar.
Çelik, enerji, bilgisayar yazılımı, iletişim, araç üretimi ve kimyasal ürünler gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 98 şirketten oluşan Tata Group bünyesindeki Tata Motors'un piyasa değerinin 6,5 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

 

30 Mart 2008
 
Taklitten korkan Paul&Shark Türkiye'de üretime yanaşmıyor
 
 
 
 
 
Lüks giyimin önde gelen markalarından Paul & Shark Yatching'in sahibi Paulo Dini, daha önce üretimi denediği Türkiye'den memnun kaldığını ancak taklit ürün sorununu aşamayan bir ülkede üretim yapamayacaklarını söyledi. Tüm dünyada 700 mağazası bulunan İtalyan markanın patronu Türkiye'ye fikri mülkiyet haklarına daha çok önem vermesini tavsiye etti.

700 milyon Euro'yu aşkın cirosu olan, İtalyan lüks giyim markası Paul & Shark Yatching'in sahibi Paulo Dini, bir süre önce Türkiye'de üretim yaptırdıklarını, memnun kaldıklarını ancak taklit ürün sorununun aşılmadığı bir ülkede üretim yapamayacaklarını belirtti. Taklit yüzünden Türkiye'de üretimden korktuklarını vurgulayan Paulo Dini, "Burada üretim yapıp başka ülkelere de ihracat yapabiliriz ama yapamıyoruz. Taklit ülkenizde büyük bir sorun. Fikri mülkiyet haklarına daha çok önem vermelisiniz. Alınan önlemler iyi ama yeterli değil. Durum değişirse üretime sıcak bakabiliriz" dedi.

FAZLA BÜYÜMEK İSTEMİYORUZ: Türkiye'de perakendeciliğin çok iyi bir noktaya geldiğini anlatan Dini, Türkiye pazarına 1997'de girdiklerini hatırlattı. 12 mağaza, 16 korner sayısına 2 yılda 20 mağaza ve 20 korner eklemek istediklerini açıklayan Dini, "Türkiye'de çok fazla büyüme niyetimiz yok. B ve A gibi üst gelir grubuna hitap eden bir marka olarak bu büyüklük yeterli" dedi. Dini, Türkiye pazarıyla ilgili şunları söyledi: "Türkiye'de sürekli müşterimiz çok. Avrupa'daki mağazalarımızdan da alışveriş yapan sadık bir Türk müşteri kitlesi var. Türkiye'de lüks markaların hepsi var. Pazar çok dinamik."

TÜRKİYE KÖPRÜ OLACAK: Dini, acentalar vasıtasıyla Türkiye üzerinden İran, Irak ve Suriye'de mağaza açma planları olduğunu belirterek, "Türkiye bizim köprümüz olacak. O ülkelerdeki operasyonu Türkiye'deki temsilcimiz Selçuk Güzenge'ye emanet edeceğiz" dedi.

BİR GECEDE DEĞİŞTİ: Köklerinin, İtalya'nın Varese kentinde 1921'e kadar uzandığını söyleyen Dini, uzun yıllar piyasa üretimi yaptıklarını, yüksek adetli bu üretimlerin büyümeye çok katkısı olduğunu belirtti. 1974'te ise masrafları artan şirket bir çıkış yolu ararken, işleri babasından devralan Paulo Dini, bir gecede bütün müşterileri terk ederek, katma değerli üretime geçmiş. Paul & Shark Yatching markasını da böylece yaratmış. Paulo isminin İngilizcesi'ni (Paul), macera duygusunu vermek için köpek balığı anlamına gelen Shark'ı ve denizciliğe atıfta bulunmak için de Yatching kelimelerini bir araya getirmiş. Dini bu zor operasyon için "Zorunluydu" diyor. Markanın İtalya dışına açılması 1975 yılında gerçekleşmiş. New York'un meşhur 5'inci Caddesi'nde büyük sükse yaparak mağaza açmış. Dini, tüm dünyada 700 kadar mağaza ve 3 bin satış noktası bulunduğunu belirtti.

Şirketimde başka horoz istemem halka açılmam

PAULO Dini, moda dünyasında son yıllarda sıkça görülen halka açılma veya özel yatırım sermayelerine (private equity) satılma eğilimini eleştiriyor. Dini, "Borsaya açılmak istemiyorum. İşlerin başında şu anda oğlum Andrea var. Kendi işimize sahip olmak istiyoruz. Aile şirketiyiz; finansal olarak güçlüyüz. Şirketimde başka bir patron görmek istemem. Bir mekanda çok fazla horoz olmamalı. Borsa ve özel yatırım sermayeleri vizyon sapmasına neden olabilir" diye konuştu.

Kriz orta sınıfı zorlayacak

DÜNYADA yaşanan finansal krizle ilgili olarak Paulo Dini, şu değerlendirmeleri yaptı: "Bu kriz çok kötü ve üzüntü verici. Doların düşüşü dengeleri bozuyor. Petrol fiyatları yükseliyor. Orta sınıf bu ekonomik buhrandan daha çok sıkıntı çekecek, zorlanacak. Şu anda krizin bize bir etkisi yok. Farklı coğrafyalara yayılmış olmamız krizin etkisini azaltıyor. En çok doların düşük olduğu ABD pazarında zorlanıyoruz."

Türkiye'ye aşığım kadınlar çok güzel

İSTANBUL
başta olmak üzere Türkiye'ye aşık olduğunu anlatan Paulo Dini, "Her geldiğimde Çırağan'da kalıyorum. Büyük bir zevk. Türk mutfağına, balıklarınıza bayılıyorum. Gördüğüm modern Türk kadınları da çok şık ve güzel" dedi.

Kötü işletilen alışveriş merkezi markalara büyük zarar veriyor

İSTANBUL'
da çok sayıda alışveriş merkezi (AVM) olduğunu belirten Paulo Dini "Çok sayıda AVM Türkiye'de de Avrupa'da da problem. İhtiyacın üzerinde yatırım yapılıyor. Bir de kötü yönetilince gözden düşüyor; markalar da zarar görüyor. Hangisine gireceğimizi ve nasıl önlemler alacağımızı bilemiyoruz" diye konuştu.

02 Nisan 2008
 
Amerika fakirleşti, ekmek karneye bağlanıyor
 
 
 
 

Mortgage krizi ile patlak verip kredi sıkışıklığına dönüşen krizde artık "karne ile ekmek" uygulaması noktasına kadar gelindi.
Referans Gazetesi'nde yer alan habere göre, krizin ortaya çıktığı yaz aylarında sadece bir kredi sorunu gibi görünen kriz, Wall Street'ten "Main Street"e, yani hane halkına kadar indi. Bu yaşanan sürece kimi uzmanlar resesyon dedi, kimileri ise ABD Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu'ndan (NBER) resmi açıklama gelmeden resesyon için "henüz erken" yorumları yaptı.
28 milyon ABD'liyi karne ile ekmek almaya muhtaç bırakacağı iddia edilen, "ekmek kuyrukları"nı sokakların alışıldık görüntüsü haline getiren kriz için İngiltere'nin en saygın gazetelerinden The Independent teşhisini koydu: "ABD 2008: Büyük Buhran".
ABD halkı, üzerine "icra yoluyla satılık" yazdıkları karton evler, ellerinde taşıdıkları "Wall Street'e değil, sokaklara bakın" dövizleri ile son bir kaç aydır finans sektöründen çıkıp hane halkını vurmaya başlayan krizin sinyallerini geniş çaplı protestolarla vermeye başlamıştı. Son olarak Bear Stearns bankasının devlet tarafından kurtarılması, 250 milyar dolara yakın zarar yazan Wall Street bankaları derken ekmek karnesi uygulamasına olan talepte görülen artış krizin sokaktaki insanın cebine kadar indiğini bir kez daha gösterdi. Öte yandan, bu cuma günü açıklanacak olan aylık işsizlik rakamlarında mart ayında 50 bin kişilik bir istihdam kaybının daha çıkması ve işsizlik oranını yüzde 5'i görmesi bekleniyor.
 

 
09 Nisan 2008
 
Emlak krizi lüks evlere de sıçradı
 
 
 
 

ABD'de düşük gelir gruplarına yüksek faiz oranlarıyla verilen konut kredilerinde başlayan ve küresel piyasalarda likidite sıkışıklığı sorunu yaratan kriz şimdi de lüks ve pahalı evlere sıçradı.
5 yatak odalı, dört banyolu, 3 otomobili alacak büyüklükte garajı olan geniş salonlu lüks, milyon dolarlık evlerin önünde de artık "Foreclosure" (icra yoluyla satış) tabelalarına rastlanıyor. Yüksek faizlerle borçlananlar yalnız dar gelirliler değildi. Yeni ve büyük müstakil evlerde oturma tutkusu, birçok zengin insanı büyük borç yükü altına inerken konut maliyetlerindeki artış da bu borçların ödenmesini giderek zorlaştırdı.
 
Referans Gazetesi'ninhaberine göre, ABD'nin en zengin bölgelerinden biri olan ve Washington'a da yakın mesafede bulunan Virginia'nın Loudoun bölgesinde son 15 yıldır at çiftliklerinin yerini pahalı ve lüks evler alıyor. McDonalds restoranlarındaki hamburgerlerin seri üretiminden ve israfa varan harcamalardan esinlenilerek bu evlere "McMansions" adı verilmişti. Bu bölgede ortalama hane geliri 98 bin dolar ve bu rakam ülke ortalamasının iki katından fazla.
1990 ve 2005 yılları arasında nüfusun 3 kat artarak 272 bine ulaştığı bölgede son yıllarda yapılan süper lüks ve çok büyük evler borçları ödenemediği için icra yoluyla satışa çıkarılıyor. 2007 sonu itibarıyla satışa çakarılan 25 evin 20'sinin değeri 850 bin doların üzerindeydi. Bölgede ev fiyatlarının 2007'de yüzde 8 düştüğünü belirten uzmanlar bu evlerin satılmasının yıllar alabileceğini söylüyor. Ocak 2006'da 1 milyar 350 milyon dolara satın alınan bir evin 2007 Ağustosu'nda icraya gitmesi sonrasında 2008'in ocak ayında 963 bin dolara satılması büyük ve gösterişli ev tutkusunun kötü bir rüyaya dönüşebileceğini gösteriyor.
Virginia Tech Üniversitesi'ne bağlı Metropolitan araştırma kuruluşunun eşbaşkanı Robert Lang krizin lüks konutlara sıçramasını Reuters'a değerlendirirken "İnsanların kafalarında, daha büyük odalara, daha büyük sütunlara sahip olmarı gerektiği düşüncesi vardı. Televizyon odaları istiyorlardı ve bunun için her şeyi yapmaya hazırdılar" dedi. Virginia Tech'de tüketici ilişkileri konusunda uzman olan profesör Irene Leach ise "İnsanlar satın almak için sınırlarını zorladı" diye konuştu.

 

 
 
09 Nisan 2008
 
IMF, 403 ton altın satıp bütçe açığını kapatacak
 
 
 
 

Uluslararası Para Fonu (IMF), stoklarının yüzde 12'sini oluşturan 403.3 ton altını satmaya hazırlanıyor.

 IMF yönetimi, değeri 11 milyar doları bulan bu altınların, satışı sonucunda fon elde edeceği 4.4 milyar doları muhasebe kayıtlarında ve kalan 6.6 milyar doları da yatırım hesabında tutmayı planlıyor.

ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Yönetim Kurulu, kurumun gelir açığını kapatmak için altın stoklarının 403.3 tonunu satmaya karar verdi. IMF'in stoğunun yüzde 12'sini oluşturan bu altınların değeri, 11 milyar doları buluyor. Fon, satıştan elde edeceği 4.4 milyar doları muhasebe kayıtlarında ve kalan 6.6 milyar doları da yatırım hesabında tutmayı planlıyor. Kararın zor ama önemli olduğunu belirten IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn piyasalarda karışıklık yaratmaması için satışın birkaç yıla yayılarak yapılacağına dikkat çekiyor.

KARAR DÖNÜM NOKTASI: IMF'nin satış kararı almasını, kurumun 62 yıllık mali yönetiminde, "dönüm noktası" olarak değerlendiren Strauss-Kahn, "Bu karar kurumun sağlam mali ayak üzerinde durmasını sağlayacak ve IMF'nin yapısını ve icraatlarını modernleştirecek. Satış ile fonun finansmanını sürdürülebilir bir temele oturttuk. Sonunda bu fonu, üyelerimize verimli ve uygun maliyetli hizmet vermeye daha fazla odaklandıracak" diye konuştu.

380 KİŞİYİ ÇIKARTACAK: IMF Yönetim Kurulu'nun onayladığı plana göre, kurum, birkaç yıl içinde 3 bin 217 ton altın stokunun 403.3 tonunu yaklaşık 11 milyar dolara satacak. Plana göre, IMF birkaç yıl içinde 300 milyon dolar ek gelir elde edecek ve 2009-2011 mali yıllarında harcamalarını 100 milyon dolar azaltacak. IMF, masraflarını azaltmak için ayrıca 380 kişiyi işten çıkaracak.

SATIŞ ZAMANA YAYILACAK: Fonun 403.3 ton altın satması konusunda anlaşmaya varmasına rağmen, altın satışının yapılabilmesi için ABD Kongresi ve Washington merkezli fona üye 184 ülkenin bir çoğunun onayı gerekiyor. ABD Başkanı George W. Bush yönetimi, daha önce IMF'nin böyle bir bir satış yapmasına karşı çıkmayacağı mesajı vermişti. IMF, piyasada bozulmaya yol açmamak için satışı merkez bankalarıyla birlikte koordineli biçimde gerçekleştirecek.

YEŞİL IŞIK BEKLİYOR: Altının piyasada satılacağını ya da piyasa fiyatından merkez bankalarına önerileceğini belirten IMF yetkilileri, "Yeşil ışık yakılır yakılmaz altın satışına başlayacağız" dedi. ABD yönetimi Şubat ayında, IMF'nin uzun dönemli mali istikrarını korumak için fona sınırlı miktarda altın satışı için destek verebileceğini açıkladı.

Altının onsu 910 dolara düştü

ÊULUSLARARASI Para Fonu'nun (IMF) altın stoklarının bir bölümünü satacağı haberi ve doların, Euro karşısında güçlenmesiyle birlikte altının ons fiyatı 925 dolardan 910 dolara kadar geriledi. Altın fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte içeride Cumhuriyet Altını da 258 YTL'den, 254 YTL'ye geriledi.

New York Değerli Madenler Borsası'nda önceki gün, 929.10 dolardan işlem gören altının ons fiyatı dün hızla gerilemeye başladı. Güne 925 dolardan başlayan altının ons fiyatının seyri, güne 1.58'den başlayıp 1.56'ya doğru hareketlenen Euro-dolar paritesinden de etkilendi. Doların Euro karşısında güç kazanması da, altın fiyatlarının düşüşünde etkili oldu.

IMF: Mortgage zararı 1 trilyon doları bulur

ÊULUSLARARASI Para Fonu (IMF) güncellenmiş Küresel Mali İstikrar Raporu'nda, son altı ayda kötüleşen küresel kredi krizi ile mali kaybın 1 trilyon doları bulabileceğini açıkladı. Büyümenin tehdit altında olduğuna dikkat çeken IMF, merkez bankalarının 'görülmemiş müdahalesine' rağmen, mali piyasaların ciddi baskı altında kaldığını belirterek, "Ekonominin yavaşlaması, mali şirketlerdeki sermaye seviyelerinin düşük olması ve borçları azaltmak için gösterilen çabalarla zor duruma düşüldü" açıklamasında bulundu.

 

14 Nisan 2008
 
Küresel mali kriz uzun süre devam edecek
 
 
 
 

Uluslararası Para Fonu (IMF) Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü Başkanı Jaime Caruana, küresel mali krizin uzun süre devam edeceğini söyledi.
Caruana, Washington'da hafta sonu düzenlenen IMF-Dünya Bankası  toplantıları sırasında “The Financial Times Deutschland”a yaptığı  açıklamada, Avrupa ekonomisini uzun dönemli riskler konusunda uyardı.

Jaime Caruana, gerçekçi olarak bakıldığında, krizin sonuna ulaşmak için  uzun süre geçmesi gerektiğini ifade etti.

ABD'nin bütün bu ekonomik gelişmelerin merkezi olduğunu, ancak kredi  sıkışıklığının dünyanın diğer bölgelerinde hatta Avrupa ve avro  bölgesinde görülmesinin olası olduğunu belirten Caruana, Avrupa  bankalarının, riskli yatırımlarından sonra baskı altında olduklarını  kaydetti.
 

 

21 Nisan 2008
 
Petrolde yeni rekor
 
 
 
 

Uluslararası piyasalarda petrolün varil fiyatı, petrol arzı kaygıları ve OPEC'in açıklaması nedeniyle 117,40 dolara kadar yükseldi.

ABD ham petrolünün varil fiyatı Mayıs ayı teslimi 117,40 dolara çıktıktan sonra 117,12 dolardan işlem görmeye başladı. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 114,65 dolarla tüm zamanların en yüksek değerine ulaştı.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Başkanı Şekip Halil, yüksek petrol fiyatlarını düşürmek için petrol üretim miktarını artırmaya gerek olmadığını söylemişti.

Öte yandan İskoçya'da Grangemouth'daki petrol rafinerisinde bu ay sonundaki iki günlük grev, Afrika'nın en büyük petrol ihracatçısı Nijerya'da petrol boru hattına yapılan saldırılar da petrol fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

JAPON PETROL TANKERİNE SALDIRI

Petrol fiyatlarının yükselmesinde Yemen'in doğu kıyısında bir Japon petrol tankerine yapılan saldırının da etkili olduğu belirtiliyor.

Tanker işletmecisi, bugün bir tekneden Yemen'in doğu kıyısında Japon petrol tankerine saldırı düzenlediğini, olayda ölen ya da yaralanan olmadığını açıkladı.

Kyodo haber ajansı da küçük bir tekneden düzenlenen roketli saldırıdan sonra tankerden petrol sızmaya başladığını bildirdi.

 

 
28 Nisan 2008
 
Petrol rekora doymuyor
 
 
 
 

Petrol fiyatları haftaya yeni bir rekorla başladı.
BP'nin grev nedeniyle İngiltere'deki üretiminin yüzde 40'ını taşıyan Kuzey Denizi'ndeki boru hattını kapatması ve Nijerya'nın en büyük petrol tesisini koruyan polislere yapılan saldırı, fiyatları 120 dolara iyice yaklaştırdı. Petrolün varil fiyatı Asya'daki işlemlerde 119.93 dolara kadar yükseldi.
Mevcut karışık ortamda petrolün 120 dolara kadar yükselmesinin sürpriz olmadığını vurgulayan uzmanlar, özellikle dünyanın en büyük üreticilerinden olan Nijerya'daki saldırıların büyük tedirginlik yarattığını belirtiyor.
Nijerya petrolünün yüksek kalitel,i olduğunu ve ABD'nin bu petrolün yüzde 10-15'lik bölümünü ithal ettiğini belirten uzmanlar, yaşanan olayların petrol arzını olumsuz etkilediğini ifade ediyor.  Nijerya günde 1.96 milyon varil petrol üretebiliyor. 
Petrol fiyatları bugün yüzde 1.2 değer kazanırken, son bir yıldaki artışı ise yüzde 82'ye ulaştı. Bu artışın neredeyse dörtte biri de 2008 yılı içerisinde gerçekleşti.
Uzmanlar, petrolün seviyesinin pahalı olduğu konusunda neredeyse herkesin hemfikir olduğunu, ancak hem spekülasyonlar, hem doların zayıf seyri hem de Ortadoğu ve Nijerya kaynaklı olumsuz gelişmelerin fiyatlardaki ateşi giderek yükselttiğini kaydediyor.

 

 
30 Nisan 2008
 
Doların kaderi O'nun elinde
 
 

ABD Merkez Bankası'nın (FED) dün başlayan iki günlük faiz toplantısı bugün sona erecek. FED, Türkiye saati ile 21.15'te faiz oranları ile ilgili kararını açıklayacak.
Piyasadaki beklentiler ise FED'in çeyrek puan indirimle faizleri yüzde 2'ye çekeceği yönünde.
Son 1.5 yıldır ekonomiyi canlandırmak adına uyguladığı faiz indirimleri ile piyasada önemli dalgalanmalara eden olan ve özellikle doların euro karşısındaki değer kaybının baş aktörü olarak gösterilen FED, bugün kritik bir açıklama yapacak. FED kısa vadeli faiz oranları hakkındaki kararını duyuracak.
Aslında FED'in açıklaması, faiz oranlarının ne kadar indirileceği veya indirilmeyeceği noktasında değil, önümüzdeki döneme ışık tutması açısından çok daha önemli. Uzmanların tahminine göre piyasanın beklediği gibi olası bir çeyrek puanlık faiz indirimi zaten şu ana kadar fiyatlandığı için fazla bir etki yaratmayacak.
Ancak FED açıklamasında önümüzdeki aylara yönelik nasıl bir vurgu yapılacağı son derece kritik. Uzmanlar, FED'in önümüzdeki aylarda faiz indirimlerinin son bulacağına ilişkin bir sinyal vermesi halinde piyasalarda kartların yeniden dağıtılabileceğini ifade ediyor.
DOLARI KURTARABİLİR
FED'in faiz indirimlerine son vermesi öncelikle doların euro karşısındaki kan kaybını durdurabilir. Bununla birlikte düşük dolara paralel olarak yükselen petrol ve gıda emtialarında da terse dönüşler başlayabilir. Uzmanlar, doların düşüşe geçmesi ile yatırımcıların kendilerine yeni alanlar bulmak üzere emtia piyasalarına yöneldiğini, özellikle fonların da girişiyle buğday, pirinç, mısır gibi emtialarda rekor artışlar yaşandığını hatırlatıyor.
FED'in önümüzdeki dönemde faiz indirimlerine son vereceği beklentisinin piyasalarda kendisine yer bulmaya başladığına dikkat çeken uzmanlar, zaten bu paralelde son günlerde doların kuvvetlenmeye başladığını ifade ediyor. Gerçekten de euro/dolar paritesi geçtiğimiz hafta 1.60 seviyesine dokunduktan hızla gerileyerek bugün 1.56'nın altına geriledi. Dolar euroya karşı yüzde 2.5 değer kazandı. Ancak yılbaşına göre bakıldığında euro halen yüzde 7 primli görünüyor.
 
Doların son bir haftadaki artışında faiz indiriminin son bulacağı beklentisinin yanında Avrupa'dan gelen olumsuz ekonomik veriler de önemli rol oynadı. Özellikle Avrupa ekonomisinde büyümeye yönelik kaygıların artması, ABD'de yaşanan krizin bu bölgeye de iyice yansıyacağı beklentilerini kuvvetlendirdi. Böylece euro, dolar karşısında nisan ayı başındaki seviyelerine kadar geriledi.
Paritede asıl belirleyici unsurun ABD ekonomisi olduğunu belirten uzmanlar, buradan ekonomiye yönelik gelecek olumlu verilerin ve faizlerle ilgili haberlerin dolara destek vereceğini düşünüyor. Aynı anda Avrupa ekonomisine yönelik gri bulutlar da artarsa dolarda hızlı bir toparlanma olasılığının yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.

01 Mayıs 2008
 
Küresel pirinç krizi İsrail'i de vurdu
 
 
 
 

Dünyada baş gösteren pirinç krizi İsrail'i de vurdu. Ülkenin en büyük süpermarket zincirleri, pirinç satışlarında alım sınırlamaları getirmek durumunda kaldı; pirinçte perakende fiyatlar, yüzde 33'ten yüzde 70'e varan oranlarda zamlandı.

Dünya çapında artan talep, pirinç stoklarının son yılların en düşük seviyelerine inmesi ve fiyatların tırmanmasıyla küresel anlamda bir gıda krizine dönüşen pirinç, İsrail'de de tüketicilerin ceplerini yakmaya başladı. Ülkenin en büyük süpermarketler zincirlerinin bazıları, dünya pazarlarında yaşanan sıkıntının İsrail'e de erişmesi sonrası, pirinç satışlarına kişi başına ancak 1-2 paket satarak sınırlama getirdi.

Kiloluk bir paket pirincin fiyatı 7 şekel'den 12,5 şekel'e tırmandı.
Büyük süpermarket zincirlerinden Sugat'ın basın sözcüsü daha önce böyle bir şey hiç yaşamadıklarını belirtirken, hatta ülkenin kuruluşundan bu yana bu tür bir darboğaz görmediklerini duyurdu. Sugat'ın da pirinç fiyatlarını yüzde 70 oranında artırdığı bildirildi. Basın sözcüsü, pirincin geçen yıl yüzde 104'lük bir artış kaydettikten sonra, bu yıl başından bu yana yüzde 68 oranında arttığını hatırlattı. Pirincin yanı sıra geçen yıl buğday fiyatlarının yüzde 53, mısır fiyatlarının da yüzde 45 yükseldiğini söyleyen basın sözcüsü, sorunun çözülebileceği konusunda iyimser olmadığını, yine de vatandaşların paniğe kapılıp stoklama yapmamaları halinde, talebi büyük ölçüde karşılayabileceklerini dile getirdi.
Dünya genelinde gıda fiyatlarındaki artışların, süpermarketlerde gıda fiyatlarında ortalama yüzde 10 oranında bir fiyat ayarlamasına gidilmesine yol açacağı belirtiliyor. Fiyat ayarlamalarının, bu sektörde hemen tüm alanları etkilemesi, bağlı sanayilerden başlayarak, gıda üreticilerinin, dağıtıcıların, restoranların, kafelerin, ayaküstü yiyecek satışı yapan işyerlerinin, catering firmalarının ve otellere kadar geniş bir yelpazeye yayılması bekleniyor.

Restoranlar, rekabet nedeniyle henüz fiyatlarında ayarlama yapmakta ihtiyatlı davranırken, gazetelere verdikleri ilanlar yoluyla, "fiyatları ortaklaşa yükseltme" sinyalleri verdiler. Köşe yazılarında yazarlar, tüketicilere fiyatları değişik yerlerden kontrol etmeden ürün almamaları, pazarlık etmeleri ve indirim istemeleri yolunda öğütler verirken, "Bir hafta pirinç satın almazsak, fiyatların yükseldiği gibi aynı hızla düştüğünü göreceğiz" diye yazdılar
.
Üzerinde kamu denetimi bulunan ekmekte de fiyatların önümüzdeki aylarda yüzde 10 ile yüzde 15 arasında artacağı tahmin ediliyor. Bunlara ilaveten kahve fiyatlarının yüzde 5,5 ile yüzde 8,5, şekerleme ürünleri fiyatlarının da ortalama yüzde 5 zam göreceği ifade ediliyor.
 

 
05 Mayıs 2008
 
Microsoft teklifi geri çekti, Yahoo hisseleri
 
 
 
 

Microsoft'un dünyanın en büyük internet sitelerinden biri olan Yahoo'ya yaptığı 47.5 milyar dolarlık teklifi geri çekmesi, Yahoo hisselerinin dibe vurmasına neden oldu.
Piyasa açılmadan önceki işlemlerde Yahoo hisseleri yüzde 21 değer kaybederken, 22.65 dolara indi. Yaşanan düşüşte Citibank'ın Yahoo hisseleri ile ilgili olarak işlem tavsiyesini 'sat'a döndürmesi de etkili oldu.
Yahoo, cuma günü Microsoft ile anlaşmanın yakın olduğu beklentisi ile yüzde 7 prim yapmıştı.
05 Mayıs 2008
 
 
 
Dünyanın en büyük özel fonu Carlyle Group
 
 
 
 

Uluslararası özel sermaye fonlarından The Carlyle Group, Private Equity International dergisi tarafından yayımlanan dünyanın en büyük 50 özel sermaye fonu listesininde ilk sırada yer aldı.
The Carlyle Group, 52 milyar dolar ile 2003 yılından bu yana yönettiği varlık toplamını en hızlı artıran özel sermaye fonu oldu. Geçen yılki PEI 50 sıralamasında, Carlyle 32.5 milyar dolar ile yine birinci sırada yer almıştı.
Bu yıl da Carlyle'ın başı çektiği listede sektörün tanınmış firmalarından Goldman Sachs 49 milyar dolar ile ikinci, TPG 48,75 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı.
Private Equity International, firmaları beş yıllık süreçlerde kendilerine yapılan yatırım miktarlarına göre değerlendirmeye alıyor. PEI Media direktörü David Snow; dünyanın en büyük 50 özel sermaye (private equity) firmasının yönettiği fonlar toplamındaki artışın son beş yıllık dönemde 810 milyar dolara ulaştığını, bu artışın doların değerindeki düşüş ve enerji sektörüne olan ilginin artması sebebiyle önümüzdeki yıllarda da süreceğini bildirdi.
Private Equity International dergisinin sıralaması:
1. The Carlyle Group
2. Goldman Sachs Principal Investment Area
3. TPG
4. KKR
5. CVC Capital Partners
6. Apollo Management
7. Bain Capital
8. Permira
9. Apax Partners
10. The Blackstone Group
 

 

 
06 Mayıs 2008
 
Petrolde kabus senaryosu
 
 
 
 

Petrol fiyatlarında yaşanan yükseliş, yeni zirveleri de gündeme getiriyor.
Son olarak Goldman Sachs analisti Arjun Murti tarafından yayınlanan raporda, fiyatların bir sene içerisinde 200 dolara kadar yükselebileceği ifade edildi.
KİM BU ARJUN MURTİ?
Aslında hergün petrolle ilgili yeni tahminler yayınlanıyor ama Goldman Sachs'ın analisti Murti'nin burada farklı bir yeri var. Murti'nin ciddiye alınması gerektiren en önemli neden, önceki uçuk tahmininin tutmuş olması...
Arjun Murti, 2006 yılının mart ayında, yani petrol fiyatları henüz 60 dolarlı seviyelerdeyken ortaya çıkıp fiyatların 105 dolara kadar yükseleceğini öngörmüştü. Piyasanın büyük bölümü tarafından fazla ciddiye alınmayan bu raporun fazlası bile olduğu geldiğimiz şu noktada ortaya çıktı. Petrol yıllardır hızla artarken, dün itibariyle tarihinde ilk kez 120 dolara ulaştı.
Arjun Murti, yeni raporuyla şimdi petrol için daha yüksek bir seviyeyi işaret ediyor. Murti'ye göre ham petrolün varil fiyatı, arz eksiklği ve piyasadaki belirsizlikler nedeniyle iki sene içerisinde 150-200 dolar bandına oturacak.
SPEKÜLATÖRLER YÜKSELİŞE YARDIMCI OLUYOR
Petrolde son yıllarda yaşanan yükselişin temelinde Ortadoğu kynaklı gelişmeler ve petrol arzının talebe yetişemeyeceğine yönelik endişeler yer alsa da spekülasyonların etkisi de tartışılamaz. Özellikle dolardaki düşüşü fırsat bilen fonların petrol ve diğer emtialara hücum etmesi fiyatların suni bir şekilde artmasına neden oluyor. Uzmanlar, petrolün 100 dolardan sonraki yükselişinde piyasadaki spekülasyonların ve hedge fonlarının büyük etkisinin olduğu belirtiyor.

 

09 Mayıs 2008
 
Petrol fiyatları tutulmuyor
 
 
 
 

Uluslararası piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı 126 doları da geçti.
ABD ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi 2,51 dolar artarak, 126,20 dolara yükseldi. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 125,90 doları gördü.

Piyasa uzmanları, yatırımcıların petrol benzeri emtiaları enflasyona karşı korunma amaçlı gördüğünü söylüyorlar. Bazı uzmanlar ise petrol fiyatlarının bir yıl öncesine göre ikiye katlanmasının gerisindeki asıl nedenin ise ABD Doları'nın değer kaybetmesi olduğunu ifade ediyorlar.
OPEC Genel Sekreteri Adbullah El-Bedri'nin dün, dünya petrol piyasalarında arzın yeterli olduğunu, gerekirse daha fazla petrol pompalamaya hazır oldukları açıklaması da petrol fiyatlarının yükselişini durduramadı.

 

11 Mayıs 2008
 
Çin'de 'ultra ucuz işgücü' efsanesi bitiyor
 
 
 
 

Düşük ücret politikasında ısrar eden, uluslararası standartlarda üretim ile çalışan koşullarına çok fazla hassasiyet göstermeyen Kızıl Kapitalist Çin'de, üretim maliyetleri ülkenin bütün kontrol çabalarına rağmen artıyor. Dünyanın 'üretim motoru'na dönüşen ülkede yüksek maliyet ve düşük kár marjları yüzünden binlerce fabrika kapanma tehlikesi yaşıyor.

ÜRETİM ve ihracata açık, ithalata çok da açık olmayan bir ticari model geliştiren 'Kızıl Kapitalist' Çin, düşük ücret politikasındaki tüm ısrarlarına rağmen, artan maliyetlerin önüne geçemiyor. Dünyanın 'üretim motoru'na dönüştüğü söylenen Çin'de maliyetleri kontrol altında tutmak için olağanüstü bir çaba gösteriyordu. Yüzde 60 kapasiteyle çalışan fabrikaların zarar etmeye başladığı ve maliyetlerdeki yükseliş ile kár marjlarındaki düşme nedeniyle ekonomisi zorlanan Çin'de pekçok üreticinin iflas noktasına geldiği iddia ediliyor. Hong Kong Sanayi Odası'na göre, Pearl River Delta'sında 60 bin ile 70 bin arasındaki atölye yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2008 sonuna kadar kapanabilir. Düşük değerli, enerjiyi verimli kullanamayan ve işe yüzde 8 kár oranlarıyla başlayıp, şu sıralar sıfıra yakın kár oranını kabullenen firmaların kapanma dalgasından ilk etkilenecek şirkketler olacağı söyleniyor.

Avantajını yitirdi

Çin'in, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelere kıyasla üretim avantajını kaybettiği de konuşuluyor. Booz Allen Hamilton'ın danışmanı Ronald Haddock'un "Globalleşme artık ciddi olarak gerçekleşiyor. Çin eskiden olduğu noktada değil" sözleri de dünyadaki değişen dengelere işaret ediyor. Çin'in para birimi yuan'ın yükselişi de global şirketlerin merkezlerini değiştirmesinde etkili oluyor ama Çin'in işçilere emeklilik garantisi ve uzun süreli istihdam hakkı gibi yasalar çıkarmaya hazırlanması en önemli etken. Çünkü sadece bu kanunların, maliyetleri yüzde 40 artıracağı hesaplanıyor.

Vietnam'a büyük göç

Çin üretimde avantajlarını kaybederken, yanı başındaki Vietnam, Çin'den vazgeçen şirketlerin büyük bir göç gerçekleştirdiği ülke olarak öne çıkıyor. Vietnam'da maliyetler Çin'den yüzde 50 daha az. Vietnam'da bir fabrika kurmanın maliyeti Çin'dekine kıyasla 3 kat fazla olsa da, çalışmaya başladıktan sonra düşük maliyetler avantaja dönüşüyor. Geçtiğimiz haftalarda Vietman'da 59 dolar aylık maaş alan işçilerinin yüzde 20 zam talebi Nike'tan karşılık görmeyince, işçilerin greve gitmesi, Vietnam'da asgari ücretin 59 doların bile altında olduğunu hatırlatmıştı. Hindistan'da ise çalışan kalitesinin Çin'dekine oranla yüzde 60 oranında daha düşük ve verimsiz olduğu biliniyor.

Farklılaşma zorunluluğu

Çin ucuz iş güçü ve değersiz yuan sayesinde ihracatını sürekli olarak artırdı. Ürettikçe Çin'de yeni bir orta, orta üstü ve üst sınıf oluşmaya başladı. Lüks tüketimin en çok arttığı ülkelerin başında Çin'in gelmesi de yaratılmış bu yeni sınıflardan kaynaklanıyor. Uluslararası standartlarda üretime ve çalışan koşullarına çok fazla hassasiyet göstermemekle eleştirilen Çin, bu uyarılara artık kulak vermek zorunda da kalacak. Çok sayıda Çinli üretici, Amerika'dan kaynaklanan bir farklılaşma politikası içinde yeniden yapılanmaya gidiyor. Çin'in yeni iş kanununda bazı düzenlemeler yapıldı. Emtia ve enerji kullanımındaki yükseliş ve çıkarılması beklenen öncelikli yasalardaki ertelemeler üreticileri zora sokuyor. Çin'in 'ultra-ucuz işgücü' efsanesifarklılaşma zorunluluğuyla birlikte bitiyor.

Şirketlerin yüzde 75'i otomasyona geçti

BAZI uzmanlar Çin'in elinde kalan son kozun 'verimliliği artırmak' olduğunu söylüyor. Şirketler bu yüzden çalışanları için kamplar açıyor. Çocuklarına İngilizce öğreten ve lojman veren firmaların sayısı artıyor. Maliyetlerini düşürmek için otomasyona geçen firmaların oranı ise yüzde 75 civarında.

Enflasyonun artması orta sınıfı zorluyor

ÇİN'de aylık geliri 845 dolar civarında olan bir aile için hayat normal akışında devam ederken, son ekonomik gelişmeler nedeniyle giderleri yüzde 100 artan aileler zorlanmaya başladı. Çin'de enflasyon oranı yüzde 4.8'den yüzde 8.7'ye yükseldi. Yağ, et ve süt fiyatları her geçen gün artıyor. Ücretlerdeki yükseliş ise son üç yılda yüzde 10 civarında oldu. Çin'de artık kızartma yerine haşlama yemekler yendiği, yemeklerdeki et oranının azaldığı Batı basınında da sıkça haber oluyor.

Çin'deki enflasyon Türkiye için olumlu zemin oluşturur

YEŞİM Tekstil Genel Müdürü Şenol Şankaya, son dönemde Çin ve Uzakdoğu ülkelerindeki ihracatçıların en çok yakındıkları konunun enflasyon olduğunu belirterek "5 Uzakdoğu ülkesinin en büyük şikayetleri enflasyondu. Enflasyonla tanışmaları ve ne yapacaklarını sormaları beni şaşırttı. Bu durum Türkiye için olumlu zemin oluşturacaktır" diye konuştu.

Penti, Çin baskısını inovatif ürünlerle aştı

ÖĞRETMEN Çorap ve Penti'nin Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, Çin'deki enflasyonun artışı, faiz oranlarının yükselmesi ve ihracata yapılan teşviklerin azalmasıyla Avrupa ile Amerika'daki haksız rekabetini bitireceğini belirterek şunları söyledi: "AB ve Amerika'da Çin ürünlerinin ciddi bir baskısı sözkonusuydu. Bu ülkeler de artık ucuz malların riskini görüyor ve bu ucuz malların tüketiciler için gerçek bir anlam olmadığını anladı. Çin'in üretim süreçlerinde sosyal sorumluluğa uygunluktan uzak oluşu da tüketicileri endişelendiriyor." Amerika'ya ve dünyanın en büyük perakendecisi Wal-Mart'a yüksek katma değerli ürünlerle girdiklerini anlatan Kariyo, "Wal-Mart ince kadın çorabı koleksiyonunda önemli bir ürün gamına talip olduk. İhracattaki Çin baskısının yüksek kaliteli ve inovatif ürünlerle aşılacağını kanıtladık" dedi.

 

16 Mayıs 2008
 
Otomotiv, inşaat ve beyaz eşyaya çelik zammı kapıda
 
 
 
 

ABD mortgage piyasasındaki zararını tarımsal emtia piyasasında yüklü pozisyonlar alarak kapamaya çalışan spekülatör yatırımcılar gıda fiyatlarının tavan yapmasına neden oldu. Şimdi de çelik, bakır, çinko gibi sanayi emtiası piyasasına yapılan yatırımlar büyük sanayicilerin gözü gibi sakındıkları projelerinden bile vazgeçmelerine neden olmaya başladı.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, ABD dolarının kan kaybı ile başlayan alternatif yatırım arayışında iyice şişen hammadde fiyatları dev çelik şirketlerinin maliyetlerinin bir anda katlanmasına neden oldu. Her sene maden şirketleri ile çelik devleri arasında karşılıklı görüşmelerle ayarlanan ve geçen sene yüzde 65 olarak kabul edilen demir cevheri fiyatlarındaki artış bu sene yüzde 71 olarak kabul edildi. Çelik üretiminde demir cevheri dışında kullanılan kok kömürü ve levha çelik fiyatları ise neredeyse ikiye katlandı. Aralarında geçen sene birleşerek dünyanın en büyük çelik şirketi olan ArcelorMittal'in de bulunduğu çelik şirketleri artan maliyetlerinin çaresini müşterilerine yansıtmakta buldu. Hal böyle olunca son 6 ay içinde küresel çelik fiyatları yüzde 40 ila yüzde 50 arasında yükseldi. Çeliğin ton başına fiyatı küresel krizin başlaması sonrası 120 euroya kadar çıkınca ise gemicilikten, petrol ve doğalgaz aramalarına kadar Türkiye'den Çin'e, ABD'den Venezüella'ya dünya çapında bir çok proje bir bir iptal edilmeye başlandı.
 
Köprü ve ev inşaatları bile iptal ediliyor
Türkiye'de inşaatçılar çelik üreticilerinin fiyatlarında indirime gitmesi için 8 şehirde birden 15 günlük eyleme hazırlanıyor. Hindistan'da ise yüksek çelik maliyetleri yüzünden hükümetin en önemli projelerinden olan bir köprünün inşaatı iptal edildi. Hintli müteahhitler ise ana girdileri olan çeliğin giderek pahalanması karşısında düşük gelirliler için yapılan konut inşaatlarını iptal etmeye ya da ertelemeye başladı. Hintli müteahhitlet hükümetten çelik fiyatlarının önümüzdeki 3 ay içinde dondurulmasını talep ederken, Venezüella'da Chavez hükümeti çelik fiyatlarını kontrol altına alabilmek için ülkenin en büyük çelik üreticisini kamulaştırdı ve çeliğin yurtdışına satışına da sınırlama getirdi. ABD'li petrol şirketleri ise artan çelik fiyatları yüzünden petrol arama çalışmalarının riske girmesinden yakınıyor.
Aralarında Güney Koreli Daewoo gibi gemicilik sektörü liderlerinin, NTCH gibi cep telefonu operatörlerinin ve RoyalDutchShell gibi petrol devlerinin de bulunduğu bir grup şirket projelerini iptal etmeye başlayanlar arasında gösteriliyor. Hammaddede küresel arzın giderek düştüğü bir dönemde ABD'de yaşanan mortgage krizi sonrası küresel yatırımcının değişen risk algısı zaten emtiaya olan talebi artırmıştı. Üzerine Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan piyasalarda yaşanan hızlı sanayileşme süreci eklenince hem demir cevheri gibi hammddelerin hem de çeliğin fiyatındaki patlamalar kaçınılmaz oldu.
 
Çeliği ucuza üretmek için nikeli azalttılar
The Wall Street Journal'a göre bu çelik fiyatlarının henüz zirve yapmamış hali. Hatta dünyanın en büyük çelik üreticisi olan ArcelorMittal'in CEO'su Lakhsmi Mittal bir konferansta "Çelik fiyatları henüz zirve yapmadı, gördüğümüz şey sadece artan maliyetlerin her ay çelik fiyatlarına yansımasından ibaret" açıklaması ile dikkat çekmiş, küresel çelik fiyatlarının daha da artacağı beklentilerini artırmıştı. Küresel çelik piyasasını tekel sayılabilecek kadar belli başlı dev şirketlerin yönetiyor olması ise havacılık sektöründen, inşaata, gemicilikten telekomünikasyona kadar bir çok sektörden müşterinin pazarlık gücünü kısıtlıyor. ArcelorMittal Avrupa'daki satışlarını demir cevheri, enerji ve ulaştırma maliyetlerini sebep göstererek yüzde 20 artırdı ve ton başına 120 euroya kadar yükseldi.
Çelik şirketleri de kısa vadede kârlı gibi görünseler de bu durumdan rahatsız. The Wall Street Journal'ın haberine göre yüksek fiyatlarının satışlarını olumsuz etkilemesinden korkan çelikçiler kendi içlerinde yeni önlemler almaya başladı. Bir çoğu maden şirketlerinden demir cevheri satın almak yerine kendileri demir cevheri madenlerini almaya ve işletmeye başladı. Nippon Steel gibi Japon çelikçiler bu ay maliyet kesintilerinde gaza basacaklarını, hatta işten çıkarmalara bile gideceklerini duyurdu. Bazı çelik şirketleri ise ürettikleri çeliği nasıl daha ucuza mal edebilecekleri ve müşterilerinin alüminyum ya da plastik gibi daha ucuz ikame mallara kaymasını nasıl engelleyebilecekleri üzerine kafa yoruyor. Finlandiyalı üretici Outokumpu artık çelik üretirken daha ucuza mal olması için daha az nikel kullanıyor. Şirketler dışında hükümetler de ihracat yasakları ile çeliğin iç piyasadaki fiyatını sabit tutmaya çalışıyor. Ancak uzmanlara göre tüm bu önlemler etkisini gösterene kadar çelik fiyatları yüksek kalmaya devam edecek.
 
 
Sektörlere etkisi
İnşaat bir ay sonra zorlanacak
Fiyat artışlarından olumsuz etkilenen sektörlerin başında gelen inşaatta, en çok kullanılan yuvarlak ve çekme demirlerde ekimden itibaren ton başına yüzde 110'a varan oranlarda artışlar oldu. Fiyat artışlarının durmaması ya da zararlarının giderilmemesi, birçok müteahhit, inşaat malzemeleri tedarikçisi ve taşeronu düşündürmeye başladı. "Bu bir afettir" diyerek inşaat, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri için acil önlem alınması uyarısında bulunan Türk Mühendisler Birliği Başkanı Bülent Gürsoy, "Kimse farkında değil ama tahminen bir ay sonra inşaat başta olmak üzere otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde felaketler olacak. İnşaatta kullanılan yuvarlak ve çekme olarak tabir edilen demirlerde ekimden itibaren ton başına yüzde 110'e varan oranlarda artış var. Beş blok bina yapmak için 5 milyon YTL'lik demire ihtiyacınız varsa, şu anda bu demire 11 milyon YTL ödüyorsunuz. Bu demirleri satmaya bile kalksanız kimse almaz" dedi.
 
Otomotive haziran sonrası yansır
Ağırlıklı stokla çalışan ve yılın ikinci büyük alımını haziranda yapacak olan otomotiv sektörünün, fiyat artışından kaynaklanan sorunları yaz aylarında hissetmeye başlaması bekleniyor. Ege Otomotiv Derneği Genel Sekreteri Kasım Gündüz, sektörün endişeli bir bekleyişte olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Şu an kapasite düşüşü yok ama asıl acısı haziran-temmuz sonrası çıkacak. Sektörde yan sanayici daha çok AB'ye ihracat yapıyor. Rakibimiz Çin, Hindistan ve Mısır'ın ise demir üreticileri ile sabit fiyatlarda 10 yıllık anlaşmalar yaptığını duyuyoruz. İçerde Erdemir gibi işletmelerden alım yapamayan bazı yerli firmalar, yurtdışından ucuz hammadde ithal ediyor. Bu da yerli ara malı üreticisini vuruyor. Çok kısa sürede otomotivde sacın ve metalin kullanıldığı yürüyen aksam ve kaporta imalatı yapan 30-40 bin civarında firmada büyük sıkıntı olacak. Sektörün ortalama 2-3 milyon kişiye istihdam sağladığı düşünülürse, uzun vadede istihdamda nasıl bir sıkıntı yaratacağı da ortaya çıkar."
 
Vestel nihai ürün fiyatını yüzde 3 artırdı
Beyaz eşya sektörünün en temel hammaddesi sac fiyatları ise son altı ayda ton başına yüzde 70 arttı. Bu durum nihai ürün fiyatlarına da yansıdı. Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, sacın beyaz eşya üretiminin en temel hammaddesi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Beyaz eşya üretiminde sac herşey demek. En temel hammadde olan sactaki bu fiyat artışı, maliyetlere de yansıyor. Bunun da nihai ürün fiyatlarına yansımaması kaçınılmaz. Biz de bir süredir fiyatlarda ufak ufak artışlar yaptık. Beyaz eşya ürün fiyatlarında yüzde 2-3 oranında artışlar uygulamaya başladık. Burada önemli olan bir diğer nokta da, tüketicinin bu artışları nasıl karşılayacağı. İleride tüketim talebinde de bir daralma olabilir. Şu an için bir sorun yok ama sonra ne olur bilemem."

HP, 2'nci çeyrekte 2.1 milyar dolar kar etti

 

 


21 Mayıs, 2008 12:17:00 (TSİ)
 

Orada Neler Oluyor ?

Kameranızı çıkartın, görüntüleri çekin fotoğraflarınızı, videolarınızı ve haberlerinizi CNN Türk için Haberim'e gönderin, yayınlayalım.
Video, fotoğraf veya hikayenizi göndermek için tıklayın.
ABD şirketi Hewlett-Packard (HP), kendi mali yılına göre ikinci çeyrekte karını yüzde 16 artırdı.

HP tarafından yapılan açıklamada, dünyanın en büyük bilgisayar üreticisi şirket, nisan ayı sonu itibarıyla ikinci çeyrekte 2.1 milyar dolar (hisse başına 80 cent) kar etti.

Şirket geçen yıl aynı dönemde, hisse başına 65 centle 1.8 milyar dolar kar etmişti.

Şirketin aynı dönemde geçen yıl 25.5 milyar dolar olan gelirleri de yüzde 11 artışla 28.3 milyar dolara yükseldi.

Açıklamada, şirketin Avrupa, Ortadoğu ve Asya'daki gelirlerinin yüzde 16 artarak 11.1 milyar dolar olduğu, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'deki gelirlerinin bir yıl önceye göre yüzde 26 büyüdüğü ifade edildi.

Bu yıl gelirlerinin 114.2 milyar dolar olmasını beklediğini de bildiren HP, geçen hafta bilgi teknolojileri hizmet sağlayıcısı Electronic Data Systems'i (EDS) 12.6 milyar dolara satın almıştı.

 
Bugün 0 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol